Yayınlanma Tarihi: 17 Mart 2022

KIYMETLİ EVRAKIN SINIFLANDIRILMASI

Alacak senetleri, bir alacak hakkını temsil etmektedir. Alacak hakkının konusu ise genelde para alacağı olduğu için bu senetlere, “para senedi”(para alacağı senedi) de denilmektedir.

Senedin İçerdiği (Temsil Ettiği/Senette Mündemiç) Hakkın Nev’ine (Türüne) Göre Kıymetli Evrak:

Alacak Senetleri: Alacak senetleri, bir alacak hakkını temsil etmektedir. Alacak hakkının konusu ise genelde para alacağı olduğu için bu senetlere, “para senedi”(para alacağı senedi) de denilmektedir. Kambiyo senetleri (çek, poliçe, bono), emre yazılı havaleler, faiz ve temettü kuponları, devlet tarafından çıkarılan tahviller, emre yazılı ödeme vaatleri, sigorta poliçeleri (burada kıymetli evrak nitelikleri kabul edilmiş olanlardan bahsedilmektedir) alacak senetlerinin başlıca örnekleridir.

Emtia (Eşya Hukuku) Senetleri:

Emtia(ticaret konusunu oluşturan her türlü taşınır mal) üzerinde ayni hak nev’inden (mülkiyet, rehin) hakları temsil etmektedir. Belirtilmelidir ki, emtia senetlerinde, yalnızca menkul bir mala ilişkin bir ayni hakkın mündemiç olması koşulu bulunmamaktadır. Ipotekli borç senedi (TMK 898), makbuz senedi (TTK 834), irat senedi (TMK 903), varant (TTK 835), konişmento (TTK 1228), taşıma senedi (TTK 856,857) emtia senetlerine örnek olarak sayılabilmektedir.

Türk Medeni Kanunu

Madde 898- İpotekli borç senedi, taşınmaz rehniyle güvence altına alınmış kişisel bir alacak meydana getirir.

Madde 903- İrat senedi, bir taşınmaz üzerinde taşınmaz yükü şeklinde kurulmuş bir alacak hakkı meydana getirir.

İrat senedinin güvencesini ancak tarım arazisi, konutlar ve üzerinde bina yapılabilecek arsalar oluşturabilir.

İrat senedi, kişisel borç doğurmaz ve borcun sebebini de göstermez.

Türk Tİcaret Kanunu

MADDE 834- (1) Umumi mağazalara tevdi edilen mal ve hububat karşılığında verilen makbuz senedinin aşağıda yazılı kayıtları içermesi gereklidir:

a) Tevdi edenin adı, mesleği, yerleşim yeri. b) Tevdinin yapıldığı umumi mağazanın ticaret unvanı ile merkezi. c) Tevdi olunan malların cins ve miktarı ile nitelik ve değerinin bilinmesi için açıklanması gereken hususlar. d) Tevdi olunan malların tabi olması gereken, resim, harç ve vergilerin ödenip ödenmediği ve sigorta edilip edilmediği. e) Ödenmiş veya ödenecek ücretler, giderler. f) Senedin kimin adına veya emrine düzenleneceğini gösteren bir ibare. g) Umumi mağaza sahibinin imzası.

MADDE 835- (1) Varantın da 834 üncü maddede yazılı kayıtları aynen içermesi ve makbuz senedine bağlı olması gerekir.

MADDE 856- (1) Taşıma senedi taraflardan birinin istemi üzerine düzenlenir. Senet üç özgün nüsha olarak hazırlanır ve gönderen tarafından imzalanır. Gönderen, taşıyıcının da taşıma senedini imzalamasını isteyebilir. El yazısı ile imzalanmış taşıma senetlerinin suretlerindeki imza, damga veya mühür şeklinde ya da basılı olabilir. Bir nüsha gönderene aittir, diğeri eşyaya eşlik eder, üçüncüsü taşıyıcıda kalır. (2) Taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulur. Eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir.

MADDE 1228- (1) Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir.

(2) Yükletenin izniyle, taşınmak üzere teslim alınan fakat henüz gemiye yükletilmemiş olan eşya için “tesellüm konişmentosu” düzenlenebilir. Eşya gemiye alınır alınmaz taşıyan, onun teslim alındığı sırada verilmiş olan geçici makbuz veya tesellüm konişmentosunun geri verilmesi karşılığında yükletenin istediği kadar nüshada “yükleme konişmentosu” düzenlemekle yükümlüdür. Tesellüm konişmentosuna eşyanın ne zaman ve hangi gemiye yüklenmiş olduğuna dair şerh verildiği takdirde bu konişmento “yükleme konişmentosu” hükmündedir. Konişmento, kaptan veya taşıyanın yahut kaptanın bu hususta yetkilendirdiği bir temsilcisi tarafından taşıyan ad ve hesabına düzenlenebilir.

(3) Konişmento, nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça yükletenin istemi üzerine konişmento gönderilenin emrine veya sadece emre olarak düzenlenir. Bu son hâlde “emre” yükletenin emrine demektir. Konişmento gönderilen sıfatıyla taşıyanın veya kaptanın namına da yazılı olabilir.

(4) Konişmentonun bütün nüshaları aynı metni içermeli ve her birinde kaç nüsha hâlinde düzenlendiği gösterilmelidir.

(5) Yükleten, istem üzerine, konişmentonun kendisi tarafından imzalanmış olan bir kopyasını taşıyana vermek zorundadır.

Hisse Senetleri:

Bir şirkete ortak olmanın verdiği hakların senede derci edilmesi mümkün kılınmıştır. Bu getirdiği sermaye nedeniyle, şirketin idaresine katılma hakkına ve şirkete karşı bir alacak hakkına sahip bulunan ortağın bu haklarının bir senede bağlanmasını istemesi sonucunda hakların bağlandığı senede “hisse senetleri” denilmektedir. Hangi senetlerin bu senetlerden çıkarabileceği kanunlarla gösterilmiştir. Yine limitet ve kooperatif şirketler tarafından çıkarılan senetler, kıymetli evrak niteliğinde kabul edilmemektedir. Anonim ve limitet şirketler tarafından çıkarılan intifa senetleri (TTK md.502, 584) ve hisseli komandit şirketler tarafından çıkarılan hisse senetleri (TTK md.567) kıymetli evrak niteliğindedir. Türk Ticaret Kanunu

MADDE 502- (1) Genel kurul, esas sözleşme uyarınca veya esas sözleşmeyi değiştirerek, bedeli kanuna uygun olarak yok edilen payların sahipleri, alacaklılar veya bunlara benzer bir sebeple şirketle ilgili olanlar lehine intifa senetleri çıkarılmasına karar verebilir. Bu senetlere 348 inci madde uygulanır.

(2) Kurucular için çıkarılanlar da dâhil olmak üzere, intifa senetleri emre ve hamiline yazılı olabilir.

MADDE 584- (1) Şirket sözleşmesinde intifa senetlerinin çıkarılması öngörülebilir; bu konuda anonim şirketlere ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır. Ortaklık Hakkı Veren Senetler: Sermayesi paylara bölünebilen ticaret ortaklıklarında sermaye payını temsil etmektedir. Sadece, anonim şirketler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit ortakların çıkardığı nama ve hamiline yazılı senetler ve bunların yerine çıkan ilmühaberlerdir.

Ortaklığa Katılma Senetleri: Ortaklık hakkı vermeyen senetlerdir. Ortaklığın mali haklarından yararlanmayı sağlamaktadırlar. Örneğin; kurucu intifa senetleri, kardan pay alma hakkı veren tahviller, kupon ve talonlardır.

Talon: Şirket varlıklarının belirli bir süre içinde zorunlu satışı ile sağlanabilecek değerden tüm borçların ödendikten sonra kalan miktarın, hisse senedi sayısına bölünmesi sonucu bulunan değerdir.

Hakkın Senetten Önce Mevcut Olup Olmadığına Göre Kıymetli Evrak:

Kurucu(İhdasi Nitelikte) Kıymetli Evrak:

Bu senetlerde, senet düzenlenmeden önce hak mevcut değildir. Senedin içerdiği hak, senedin düzenlenmesi ile doğmaktadır. Bir ticari senedin düzenlenip verilmesi ile birlikte, kaideten, asıl borç ilişkisinden doğan talep hakkından tamamen ayrı olarak, yeni bir alacak meydana gelmektedir. Senetin düzenlendiği ana kadar böyle bir alacak (senetten doğan alacak) aslında bulunmamaktadır. Bu tarz senetlerin en yaygın örneği kambiyo senetleridir.

Açıklayıcı Kıymetli Evrak:

Bazı durumlarda da senet düzenlenmeden önce hak mevcut bulunmaktadır. Böyle hallerde senedin düzenlenmesi, hakkın doğumu için değil, açıklanması(duyurulması) için önemli olmaktadır. Başka bir deyişle, düzenlenmiş olan hak senetten önce var olan bir hakkı bildirmektedir. Bu tarz senetlere örnek olarak anonim şirketlerde, hissedarın hissedarlık hakkının hisse seneteleri çıkarılmadan önce var olması verilebilir. Yine ipotekli borç veya irat senetleri de aynı şekilde örnek olarak verilebilmektedir. Hatır senedi: Senette borçlu olarak görünen şahsın, senette yazılı olan meblağın kendi mamelekinden ödenmesini gerektiren bir temel borç olmadığı halde senet alacaklısının kredi temin etmesini veya mali durumunu olduğundan daha iyi göstermesini temin etmek amacıyla düzenlemeyi ya da kabil etmeyi, karşı tarafın sene dayanarak borçludan talepte bulunmamayı veya senet meblağını ödemesi için senette borçlu görünen şahsa temin etmeyi yahut da senedi tedavüle çıkarmamayı taahhüt ettiği senetlerdir.

Asli Senet Olup Olmamalarına Göre Kıymetli Evrak:

Asli Senet:

Asıl alacağı ihtiva etmektedir. Yani senette, anaparaya ilişkin hak mevcut olmaktadır. Örneğin, tahvilde borç olarak verilmiş olan tutarı gösteren kısım, aslında asli senettir.

Tali Senet:

Ana borcu ihtiva eden senedin fer’ileridir. Başka bir deyişle, bir alacak hakkı veya hissedarlıktan doğma hak gibi hakları belirtmektedir. Tali senetler daha çok, temettü kuponu, talon veya faiz kuponu olarak ortaya çıkmaktadır.

Seri Halinde veya Tek Tek Çıkarılmalarına Göre Kıymetli Evrak:

Seri Halinde Çıkarılan Kıymetli Evrak:

Hisse senetleri, tahviller veya diğer sermaye piyasası senetleri gibi senetler seri halinde çıkarılabilmektedir. Bu tarz senetler daha çok yatırım veya sermaye temini için kullanılmaktadır. Bu tarz senetler genelde küçük meblağlar şeklinde büyük miktarlarda ihraç edilmektedirler. Devirleri de bu sebeple daha basit şekillerde olmaktadır. Bunun sebebi sermaye piyasasında hareketliliği sağlamak ve bunu kolaylaştırmaktır.

Tek Tek Çıkarılan Kıymetli Evrak:

Bu tarz kıymetli evraklar daha çok ödeme işlemler (çek) veya kredi işlemleri (bono, poliçe) kolaylık sağlamaktadır. Devir şekilleri seri halinde çıkarılan kıymetli evraka göre daha detaylı ve şekil şartlarına bağlı olabilmektedir.

Kamu Güvenliğine Sahip Olup Olmamaları Bakımından Kıymetli Evrak:

Kamu Güvenliğine Sahip Kıymetli Evrak:

Senedi devredenin tasarruf yetkisi ve senedin içeriği bakımından söz konusudur. Kamu güvenliğine sahip senetler doktrinde, yazıya göre sorumluluk esasının kabul edildiği senetlerdir. Bu da, hamilin, senedi kendisine devreden kimsenin sahip olduğu hakları değil, senette yazan hakları iktisap etmesi anlamına gelmektedir. Böylece senedi devralan kişi devredenin tasarruf yetkisi ve senedin içeriği bakımından korunmuş olmaktadır. Senedi elinde bulunduran onun malikidir. Devralanın bu anlamda tek yükümlülüğü ciro silsilesini kontrol etmektir. Bir diğer özelliği ise boçlu, iyiniyetli hamile karşı nisbi def’ilerini dermeyan edememektedir.

Örneğin, TTK 684 hükmünce poliçelerde ciro ve zilyetliğin devri ile, poliçeden doğan hakların ciro edilene geçebileceği yine, TTK 684, 778/1, 818/1 hükümlerince bono ve çeklerde de geçerli kabul edilmiştir. Keza defi’lerle ilgili TTK 687 ve 825 maddeleri aynı sebeplerden ötürü getirilmiştir.

Kamu Güvenliğine Sahip Olmayan Kıymetli Evrak:

Bu tarz senetler, mücerret veya illi olan ancak nisbi def’ilerin dermeyanına imkan veren senetlerdir. Devri zilyetliğin geçirilmesinden başka yazılı bir devir beyanına ihtiyaç duyan senetlerdir. Nama yazılı poliçe bu tür senetlere örnek olarak verilmektedir. Bu senetler için devir esnasında yazılı bir devir beyanı(alacağın devri/temliki) gerekir. Senedin hamili olan ve senedi meşru yollarla devralan kişiye ödeme yapılabilmektedir. Borçlu, devredene karşı haiz olduğu def’I’leri devralana karşı da ileri sürebilmektedir.

Doğumuna Sebep Olan Temel İlişkiyle Bağlantıları Bakımından Kıymetli Evrak:

Soyut(Mücerret) Kıymetli Evrak:

Mücerret kıymetli evrak, senedin tanzimine sebep olan asıl borç ilişkisinin senetten anlaşılmasının mümkün olmadığı kıymetli evraktır. Başka bir deyişle, senetle, senetin oluşumuna sebep olan arkadaki hukuki ilişki arasında bağ bulunmamaktadır. Hakkın hukuki nedeni senette açıklanmamaktadır. Belirleyici olan yalnızca senettir. TBK md. 18 hükmünde yer aldığı üzere, borcun sebebini içermese bile borç tanıması Borç ikrarı) geçerli olmktadır. Soyut kıymetli evrakta senet borçlusu yalnızca yazıdan/senet metninden sorumludur. Arkada yatan asıl borç ilişkisinin varlığını veya durumunu ispatlamak zorunda olmamakla birlikte, geçerli bir temel ilişkinin bulunamdığını veya buna ilişkin def’ilerin dermeyanı ve ispatı meselesi de borçluya yüklenmiş bulunmaktadır. Bu senetlere en iyi örnek kambiyo senetleri olacaktır.

İlli(Sebebe Bağlı) Kıymetli Evrak:

Kıymetli evrakın içerdiği hak, senedin doğumuna neden olan temel ilişkiye göre biçimlenmektedir. Bu senetleri iktisap edenler açısından, kanunun altta yatan hukuki ilişki ile hakları sınırlandırılmaktadırlar. Katılma intifa senedi, pay senedi, ödünç senetleri, taşıma senedi, makbuz senedi, konişmento, sigorta poliçesi gibi senetler örnek olarak verilebilmektedir.

Senede Bağlı Olup Olmamaları Bakımından Kıymetli Evrak:

Senede Bağlı Kıymetli Evrak:

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 645- (1) Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez.Kıymetli evrak senede bağlıdır. Hak senetten ayrı olarak ileri sürülemez. Borç altına girenler, denedi imzalamalıdır. Klasik anlamdaki tüm kymetli evraklar senede bağlıdır.

Evraksız Kıymetli Evrak:

Kaydi kıymetli evrak olarak adlandırılmaktadır. Kıymetli evrakın maddi unsuru, elektronik ortamda tutulan kayıtlardır. Senet yerine “belge” ifadesinin kullanılması gerektiği yönündeki görüşü de destekler niteliktedir. Menkul kıymetlerin içerdikleri haklar, fiziki ortam yerine, elektronik olarak kayden izlenmektedir. Merkezi Kayıt Kuruluşu(MKK) bünyesinde kayıt altına alınmaktadır. MMK tarafından kayden izlenen sermaye piyasası araçları için senet bastırılamamaktadır. Devir, tedbir, haciz, rehin gibi hukuki işlemler de tamamen elektronik ortamda gerçekleşmektedir.

Devir Şekilleri Bakımından (Devir Şekillerine Göre) Kıymetli Evrak:

Nama Yazılı Kıymetli Evrak:

Türk Ticaret Kanunu MADDE 654- (1) Belli bir kişinin adına yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır. Hak sahibi (Alacaklı), senede hamil olma durumu ile birlikte, bir alacağın temliki işlemine de bakılarak tespit edilebiliyor ise, bu senetler “nama yazılı senet” niteliğindedir. Başka bir deyişle, senette mündemiç olan hakkın sahibi olabilmek için, senedin mülkiyetinin karşı tarafa geçirildiği bir işlemin yanında, ayrı olarak bir de temlik işleminin yapılması bu tarz senetlerde şart olarak kabul edilmiştir. Bir senedin nama yazılı kabul edilebilmesi için belirli şartlar vardır. Öncelikle senedin belli bir şahsın namına (adına) yazılı olması gerekmektedir. Bir sonraki koşul ise, senedin, emre kaydını ihtiva etmemesi (içermemesi) ve bununla birlikte kanunen emre yazılı senetlerden sayılmamış olması gerekmektedir.

Belirtilen hususları açıklamak gerekirse; kanunda bazı kıymetli evraklar “emre kaydını” taşımasa bile emre yazılı kıymetli evrak sayılmışlardır. Bu kıymetli evraklar nama yazılmış olup, emre kaydı taşımasa bile yine de kanunen emre yazılı kıymetli evrak olarak kabul edilmektedirler. Böyle senetleri nama yazılı senet olarak oluşturmak ancak “açık bir şekilde” emre yazılı olmadıklarını belirtmek suretiyle olmaktadır. Bu da, senede “menfi emre kaydı” koymak ile olacaktır. Örneğin, “Ciro edilemez.” veya “Emre yazılı değildir.” gibi kayıtlar konulmalıdır.

“Menfi emre kaydı” taşıyan ticari senetlerin, nama yazılı kıymetli evrak sayılması kanun gereğidir. Keza yine ipotekli borç senedi ve irat senedi ya nama ya da hamile tanzim edilebilmektedir (TTK md.914). Bir diğeri nama yazılı hisse senetlerinin nama yazılı olarak kabul edilebilmesi için yine menfi emre kaydı içermesi bir koşul olarak getirilmiştir.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 656- (1) Nama yazılı senet içinde, senet bedelini her hamiline ödemek hakkını saklı tutmuş olan borçlu, alacaklı sıfatının ispat edilmesini aramamış olsa da hamile iyiniyetle yapacağı ödeme sonucunda borcundan kurtulmuş olur. Ancak, hamile ödemede bulunmakla yükümlü değildir. 785 inci maddenin ikinci fıkrası hükmü saklıdır. Yukarıdaki hüküm gereğince; düzenleyen, senet tanzim edilirken, meşru hamili araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını belirtebilmektedir. Bu durumda araştırma yükümlülüğü olmadan iyi niyetle yaptığı ödeme ile sorumluluktan kurtulmaktadır. Araştırma yükümlülüğünün bulunmadığının belirtildiği senetlere “eksik nama yazılı senet”, “alternatif hamiline yazılı senet”, “topal nama yazılı senet” denilmektedir. Nama yazılı senet (veya hamiline), ibaresi eklenerek de eksik nama yazılı senet hale getirilebilmektedir. Borçlu, eksik nama yazılı senetlerde de meşru hamili araştırabilmektedir. İsim bulundurmasına rağmen, “hamiline” kelimesinin veya benzeri bir ibarenin ilavesi ile birlikte keşide olunan çek, doğrudan doğruya hamile yazılı çek kabul edilmektedir (TTK 785/2).

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 785- (1) Çek; a) “Emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişiye, b) “Emre yazılı değildir” kaydıyla veya buna benzer bir kayıtla belirli bir kişiye, c) Veya hamile, ödenmek üzere çekilebilir. (2) Belirli bir kişi lehine “veya hamiline” kelimelerinin veya buna benzer başka bir ibarenin eklenmesiyle düzenlenen çek, hamiline yazılı çek sayılır. (3) Kimin lehine düzenlendiği gösterilmemiş olan bir çek, hamiline yazılı çek hükmündedir.

Nama yazılı senetlerin devri, bütün kıymetli evrakın devrinde şart olarak, zilyetliğin devrinin gerçekleşmiş olmasını içermektedir. Buna ek olarak, nama yazılı senetlerde bir de “Devir beyanı (Temlikname)” na ihtiyaç bulunmaktadır. Bu devir beyanı, TTK md. 647/2 hükmü uyarınca kıymetli evrakın üzerine yazılabileceği gibi, ayrı bir kağıt üzerine de yazılabilmektedir. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, sadece zilyetliğin devri ile senedi devralan kişi alacaklı sıfatına haiz olmamaktadır.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 647- (1) Mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak kurulması amacıyla kıymetli evrakın devri için her hâlde senet üzerindeki zilyetliğin devri şarttır.

(2) Bundan başka emre yazılı senetlerde ciroya, nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da gerek vardır. Bu beyan kıymetli evrakın veya ayrı bir kâğıdın üzerine yazılabilir.

(3) Kanun veya sözleşme ile başkalarının, bu arada, özellikle borçlunun da devre katılmaları zorunluluğu öngörülebilir. MADDE 648- (1) Bütün hâllerde ciro, poliçenin cirosuna ilişkin hükümler uyarınca yapılır.

(2) Devir için ciro ve senedin zilyetliğinin geçirilmesi yeterlidir.

Madde 649- (1) Devredilebilen bütün kıymetli evrakın, senedin içeriğinden veya niteliğinden aksi anlaşılmadıkça, ciro edilmesi ve zilyetliğin geçirilmesiyle cirantanın hakları ciro edilene devrolunur. Devreden kişinin, senet üzerine yazmış olduğu devir beyanı cirodur. Lakin TTK md.649 hükmü uyarınca, nama yazılı senetlerin üzerine konulan böyle bir kaydın, hakkın devrine sorumluluk esasları dahilinde yol açması mümkün olmamaktadır. Bu sebeple, nama yazılı senetleri hak sahibi olmayan bir kimseden iyiniyetle devralmak mümkün olmamaktadır. Bunun bir istisnası ipotekli borç veya irat senetleridir. Nama yazılı senetlerde, hakkın, alacağın temliki hükümlerini yaratacak şekilde devredilebilmesinin sonucu, borçlu, devralana karşı şahsi def’ilerini ileri sürebilecektir. Klasik bir temlikten farklı olarak hak senede bağlıdır ve senedin teslim edilmesi şarttır. Borçlu meşru hamili araştıracak ve bu kişiye ödeme yapacaktır.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 655- (1) Borçlu, ancak senedin hamili bulunan ve senette adı yazılı olan veya onun hukuki halefi olduğunu ispat eden kişilere ödemek zorundadır.

(2) Bu husus ispat edilmediği hâlde ödemede bulunan borçlu, senedin gerçek sahibi olduğunu ispat eden bir üçüncü kişiye karşı borcundan kurtulmuş olmaz. Alacaklı sıfatının ispatı TTK md.655’de belirtildiği üzere; ödeme talebinde bulunan şahıs, senedi ibraz etmez veya ibraz edilen senet kendisinin alacaklı sıfatını göstermemesine rağmen ödemede bulunulduğu halde, borçlu hak sahibi olduğunu ispat eden üçüncü şahsa karşı borcundan kurtulamamaktadır.

Emre Yazılı Kıymetli Evrak:

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 824- (1) Emre yazılı olan veya kanunen böyle sayılan kıymetli evrak, emre yazılı senetlerdendir.

Kanunen, poliçe hakkındaki hükümler, bütün emre yazılı senetlerde de uygulanabilmektedir. Bu poliçe hükümleri, özel bir hükümle farklı bir esas belirlenmediği sürece, diğer emre yazılı senetler için de uygulanabilecek genel hükümler olarak kabul edilmektedir.

Yukarıdaki hükümden anlaşılacağı üzere, emre yazılı senetler ya kanunen emre yazılı kıymetli evrak kabul edilen evraklardan olmalıdır veyahut esas itibariyle emre yazılı kıymetli evrak sayılmayan senetlere “emre kaydının” konması ile birlikte emre yazılı hale gelmesi şeklinde olmaktadır. Bu tarz emre kaydı konularak emre yazılı senetler haline dönüştürülen senetler için “iradi emre yazılı senet”ler denilmektedir. İradi emre yazılı senet için “emre kaydı” açık bir şekilde senete konulmalıdır. Iradi emre yazılı olarak düzenlenebilecek senetlere örnek olarak emre yazılı havale, konişmento, emre yazılı ödeme ve taşıma senedi verilebilmektedir.

Kambiyo senetleri kanunen emre yazılı kıymetli evrak sayılmaktadır. Eğer ki bu kambiyo senetlerinin üzerine “menfi emre kaydı” konulursa bu senetler emre yazılı kıymetli evrak olmaktan çıkmaktadır. Başka bir deyişle, kanunen emre yazılı bir senet, menfi kayıt konularak nama yazılı hale getirilebilmektedir. Menfi kayıt: “Emre yazılı değildir.” Veya “ciro edilemez.” Şekillerinde olabilmektedir. Kanunen emre yazılı senetler; kambiyo senetleri (çek, bono, poliçe), makbuz senedi ve varant (TTK md. 838, 834/1), ipotekli borç ve irat senetleri (TMK md.927), hisse senetleri (TTK md.490/2), rehinli tahvilat (TMK md.944) şeklinde sayılabilmektedir.

Borçlu, senedin vadesinde ve ibrazı karşılığında ödemede bulunabilmektedir. Fakat belirtilmelidir ki borçlu, ödemeyi senetten şekli olarak hak sahibi olarak anlaşılan kişiye karşı yapmalıdır.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 647- (1) Mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak kurulması amacıyla kıymetli evrakın devri için her hâlde senet üzerindeki zilyetliğin devri şarttır. (2) Bundan başka emre yazılı senetlerde ciroya, nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da gerek vardır. Bu beyan kıymetli evrakın veya ayrı bir kâğıdın üzerine yazılabilir.

(3) Kanun veya sözleşme ile başkalarının, bu arada, özellikle borçlunun da devre katılmaları zorunluluğu öngörülebilir. MADDE 648- (1) Bütün hâllerde ciro, poliçenin cirosuna ilişkin hükümler uyarınca yapılır.

(2) Devir için ciro ve senedin zilyetliğinin geçirilmesi yeterlidir. MADDE 831- (1) İmza edenin, yer, zaman ve tutar bakımlarından belirli nakdî ödemelerde bulunmayı ve belirli miktarda misli şeyler teslim etmeyi borçlandığı senetler, açıkça emre yazılı oldukları takdirde ciro ile devredilebilirler. (2) Bu senetler ve makbuz senetleri, varant ve konişmento gibi cirosu kabil olan senetler hakkında, cironun şekli, hamilin hak sahipliği ve senedi elinde bulunduranın onu geri vermekle yükümlü olması hususlarında, poliçelere ilişkin hükümler geçerlidir. İptal konusunda, varant ve makbuz senedi dışındaki emre yazılı senetlere poliçelere ilişkin hükümler uygulanır.

(3) Kambiyo senetlerindeki başvurmaya ilişkin hükümler kanunda açık hüküm olmadıkça, birinci fıkrada yazılı senetler hakkında uygulanmaz. İgili hükümlerden de anlaşılacağı üzere devir: ciro ve teslim ile birlikte olmaktadır. Ciro, senet ya da alonj üzerine yazılmaktadır. Borçlu, hamilin gerçekten hak sahibi olup olmadığını araştırmak zorundadır. Borçlu yalnızca ciro silsilesini takip etmelidir. Türk Ticaret Kanunu

MADDE 825- (1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.

(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir. Yukarıdaki hükme göre borçlu, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten belirli hallerde kaçınabilmektedir.

Hamiline Yazılı Kıymetli Evrak:

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 658- (1) Senedin metninden veya şeklinden, hamili kim ise o kişinin hak sahibi sayılacağı anlaşılan her kıymetli evrak, hamile veya hamiline yazılı senet sayılır. (2) Mahkeme kararıyla ödemeden menedilen borçlunun ödemesi geçerli olmaz. Borçlunun ödeme yaparken meşru hamili araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Hükümde görüldüğü üzere, hamile yazılı senetler kıymetli evrak olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, hamile yazılı senetlerde bu niteliği kazandıran “hamile kaydı”nın bulunması gerekliliğidir.

Hamile yazılı poliçe TTK 671/1 hükmü gereğince mümkün olmamaktadır. Keza bono için de aynısı geçerlidir. Yine makbuz senedi, varant, hayat sigortasi poliçesi de hamile düzenlenememektedir.

Bazı senetler ise hamile yazılı düzenlenebileceği kanunda açık bir şekilde belirtilmiştir. Bunlar; ipotekli borç ve irat senedi (TMK md. 914), tahviller (TTK md.504), hamile yazılı havale (TBK md.542), hamile yazılı çek (TTK md.785), rehinli tahvilat (TMK md.971), intifa senetleri (TT md.661) şeklindedir. Borçlunun durumu için TTK md.646/2 hükmü tüm kıymetli evraklar yönünden uygulandığı üzere hamile yazılı senetler için de uygulanacaktır. Diğer hükümler ise aşağıda belirtilmiştir.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 662- (1) Dilekçe sahibinin istemi üzerine mahkeme, senedin borçlusunu, aksine hareket ettiği takdirde iki defa ödemek zorunda kalacağını ihtar ederek bedelini ödemekten yasaklar.

(2) Bir kupon belgesinin iptaline karar vermek gerektiği takdirde, vadeleri dava sırasında dolan münferit kuponlar hakkında faiz kuponlarının iptaline ilişkin hükümler uygulanır.

MADDE 757- (1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.

(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir. Devir ise menkul kıymetler gibi olmaktadır. Hamile yazılı senetlerde devir, taraflar arasındaki anlaşma ile birlikte zilyetliğin devri yani teslim ile birlikte gerçekleşmektedir. Senet rıza dışında elden çıksa bile, iyi niyetli üçüncü şahıslara karşı istihkak davası açılamamaktadır. Halbuki TMK md.989 hükmüne göre malikin elinden rızası dışında çıkan diğer bir menkul eşyayı iyiniyetle iktisap eden zilyede karşı dava açılabilmekteydi.

Def’i ile ilgili hükümler aşağıdaki gibidir:

Türk Ticaret Kanunu:

MADDE 659- (1) Borçlu hamile yazılı bir senetten doğan alacağa karşı, ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senedin metninden anlaşılan def’ilerle, alacaklı her kim ise ona karşı şahsen sahip olduğu def’ileri ileri sürebilir.

(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ilerin hâlinde geçerlidir.

(3) Senedin, borçlunun rızası olmaksızın tedavüle çıkarıldığı yolunda bir def’i ileri sürülemez.

II - Hamile yazılı faiz kuponları

MADDE 660- (1) Borçlu hamile yazılı faiz kuponlarından doğan alacağa karşı ana paranın ödendiği def’inde bulunamaz.

(2) Ana paranın ödenmesi hâlinde, borçlu, ilerde muaccel olup da asıl senetle birlikte kendisine teslim edilmeyen faiz kuponlarının tutarını, bu kuponlar hakkında geçerli olan zamanaşımı süresi geçinceye kadar alıkoymak hakkını haizdir; meğerki, teslim edilmeyen kuponların iptaline karar verilmiş veya tutarı karşılığında teminat gösterilmiş olsun.

  • GÖZDE TETİK