Kara para akşama suçunu açıklayabilmek için öncelikle “para aklamak”, “öncül suç”, “suç geliri” gibi kavramları açıklığa kavuşturmak gerekmektedir. Peki bu kavramlarla ne anlatılmak istenmektedir? Şöyle ki, “kara para aklama” suçunun oluşabilmesi için daha öncesinde ortaya başka bir suç çıkmış olmalıdır. Bir başka ifadeyle ortada “öncül suç” olmalıdır. Öncül suçun sonucunda da ortada herhangi bir “ekonomik değer” bulunmalıdır. Yani öncül suç ile bir gelir elde edilecektir. Ve bu geliri de yasallaştırmak için başka bir suç işlenmesi gerekecektir. Çünkü suçlardan elde edilen gelirler de yasalar tarafından yasaklanmıştır. Netice itibarıyla bu gelirleri hukuk sistemi içerisinde “var edebilmek” için normalleştirmek gerekmektedir.
Öncül suç neticesinde ortaya çıkan ekonomik değer ise yasadışı olmaktan çıkarılmalıdır. Bahse konu olan yasadışı şekilde elde edilen gelirler olan “suç gelirleri” yasaların belirlediği hukuka aykırı eylemler icra edilmek suretiyle elde edilen her türlü ekonomik menfaat ve değerler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Tanımlanmış olan bu değerin yasal düzlemde temellendirilmesi eylemi de ortaya “kara para aklama suçu”nu çıkarmaktadır. Çünkü bahse konu maddi gelirler toplumda “kara para” veya “kirli para” olarak da adlandırılmaktadır. Bu sebeple de kanunda suç “kara para aklama suçu” olarak tanımlanmaktadır.
ÖNCÜ/ÖNCÜL SUÇ NEDİR?
Para aklama suçu için öncelikle ortada başka bir suç bulunmalıdır. Gerçekleşen bu suça öncü veya öncül suç denilmektedir. Öncül veya öncü suç, suç gelirinin elde edilmesini mümkün kılan suç olarak tanımlanabilmektedir. Hukuki olarak suç gelirine kaynak teşkil eden bu suçlar, ülke mevzuatlarında farklı şekillerde belirlenmişlerdir.
Karapara aklama suçu işlenirken bahse konu öncü/öncül suç eylemi gerçekleştirilmeden önce suç işlenmesi ve bu suça istinaden oluşacak malvarlığı değerlerinin(maddi değer) ortaya çıkmasında gerekli olan unsurları taşıması şartı koşulmuştur. Şöyle ki, eylemin öncü/öncül suç kabul edilebilmesi için belirli unsurları bünyesinde barındırmalıdır. Başka bir ifade ile, suç unsurları arasında yer alan öncül suç taşıdığı özellikler bakımından değerlendirilecektir.
Öncü/Öncül suçun oluşabilmesi için gerekli unsurlar şu şekilde sıralanabilmektedir:
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
Madde 282- (1) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- Yukarıdaki hükme göre, öncül suç işlendiğinde bu suçun cezasının alt sınırı en az 6 ay veya daha fazla hapis cezasına karşılık gelmelidir.
- Velev ki öncü/öncül suç farklı failler tarafından işlenmiş olsun bu halde karapara aklama suçunu işleyen kişinin diğer faillerin durumunu bilmesi gerekmektedir. Ancak “bilmek” bu şart için yeterli kabul edilmiştir. Eğer ki karapara aklama suçu ile ilgili yargılama sürecine başlandıysa mahkeme öncü/öncül suç ile ilgili “bekletici sebep” kararı vermelidir. Veya öncü/öncül suç ile ilgili ayrıca herhangi bir yargılama süreci başlatılıp başlatılmadığına bakılmalıdır. Nisbi mahkeme süreci olarak da adlandırılan bu yargılama sürecinde öncü/öncül suça ilişkin herhangi bir hüküm verilmediği takdirde veya öncü/öncül suç kapsamında suçun işlenmediği yönünde hüküm verildiğinde karapara aklama suçu ile ilgili yürütülen yargılama için de beraat yönünde hüküm kurulması gerekecektir. Tüm bu durumlar yok ise karapara aklama suçu kapsamındaki yargılamada öncü/öncül suça ilişkin delillerin de suçun tespiti açısından değerlendirmeye alınması gerekmektedir.
Öncü/öncü suçun karapara aklama suçu yargılaması öncesinde herhangi bir tespit edildiği yargılama sürecı bulunmuyor ise ve aynı zamanda karapara aklama suçu yargılamasında da öncü/öncül suça ilişkin tespit de yapılamıyorsa yani öncü/öncül suç bulunmuyor ise ne yapılacaktır? Bu halde öncü/öncül suçun çok daha sonra ortaya çıkması durumu oluşmaktadır. Bu durumda karapara aklama yargılamasında dava zamanaşımı süreleri dolmuş olsa bile fail veya failler karapara aklama suçundan yargılanabilmektedir.
SUÇ GELİRİ NEDİR?
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun
MADDE 2/1-f:
Suç geliri: Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini,
ifade eder.
Hüküm çerçevesinde suç geliri, yasaların suç saydığı fiillerden elde edilen her türlü ekonomik menfaat veya değer olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası literatürde “suç geliri” (proceeds of crime), “kirli para” (dirty money), “karapara” (black money) olarak da tanımlanabilmektedir.
AKLAMA SUÇU NEDİR?
SINIRAŞAN ÖRGÜTLÜ SUÇLARA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ
Madde 6
Suç Gelirlerinin Aklanmasının Suç Haline Getirilmesi
- Her Taraf Devlet kendi iç hukukunun temel ilkelerine uygun biçimde, aşağıda belirtilen eylemleri, kasten işlendiği takdirde, suç haline getirmek üzere yasal ve diğer gerekli önlemleri alacaktır.
(a) (i) Suç geliri olduğu bilinen malvarlığının yasadışı kaynağını gizlemek veya olduğundan değişik göstermek veya öncül suçun işlenmesine karışmış olan herhangi bir kişiye işlediği suçun yasal sonuçlarından kaçınmasına yardım etmek amacıyla dönüştürülmesi veya devredilmesi;
(ü) Bir malvarlığının suç geliri olduğunu bilerek; gerçek niteliğinin, kaynağının, yerinin, kullanımının, hareketlerinin veya mülkiyetinin veya malvarlığına ilişkin hakların gizlenmesi veya olduğundan değişik gösterilmesi.
(b) Kendi hukuk sisteminin temel kavramlarına tabi olarak:
(i) Tesellüm anında bu tür bir malın suç geliri olduğunu bilerek; malın edinilmesi, bulundurulması veya kullanılması.
(ü) Bu maddede belirtilen suçlardan herhangi birini işlemeye veya teşebbüse örgütlü olarak veya suç işleme konusunda anlaşarak yardım, yataklık, kolaylaştırmak ve yol göstermek suretiyle katılmak.
- Bu maddenin 1. fıkrasının yerine getirilmesi veya uygulanması bakımından;
(a) Her Taraf Devlet bu maddenin l. fıkrasının öncül suçlara en geniş şekilde uygulanması için çaba gösterecektir.
(b) Her Taraf Devlet bu Sözleşmenin 2. maddesinde tanımlanan bütün ağır suçlan ve Sözleşmenin 5, 8 ve 23. maddelerinde öngörülen suçlan öncül suçlar kapsamına dahil edecektir. Öncül suçları yasalarında saymak suretiyle belirleyen Taraf Devletlerin mevcudiyeti halinde, bu devletler, asgari olarak, örgütlü suç gruplarıyla ilgili suçlan en geniş biçimde yasalarına dahil edeceklerdir.
(c) Bu maddenin (b) bendinin amaçlan bakımından, öncül suçlar sözkonusu Taraf Devletin hem yargı yetkisi dahilinde, hem de dışında işlenen suçlan içerir. Bununla beraber, bir Taraf Devletin yargılama yetkisi dışında işlenen bir suçun öncül suç sayılması için ilgili eylemin, suçun işlendiği yerdeki devletin iç hukukuna göre suç teşkil etmesi ve bu maddeye başvuran ya da bu maddeyi uygulayan Taraf Devletin iç hukukuna göre orada işlenmesi halinde de suç teşkil edecek olması gerekir.
(d) Her bir Taraf Devlet, bu maddeyi yürürlüğe koyan kendi yasal düzenlemelerinin, bu yasal düzenlemelerdeki her türden değişikliğin birer örneğini ya da bunların bir tanımını Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine verecektir.
(e) Bir Taraf Devletin iç hukukunun temel ilkeleri gerekli kılarsa, bu maddenin l. Fıkrasında öngörülen suçların öncül suç işlemiş kişilere uygulanmaması sağlanabilir;
(f) Bu maddenin 1. fıkrasında öngörülen suçların unsuru olarak varlığı gerekli görülen bilgi, kasıt veya amaç, nesnel olaylara dayalı durumlardan anlaşılabilir.
Madde 7
Kara Para Aklamayla Mücadele Önlemleri
- Her Taraf Devlet:
(a) Kara para aklamanın her biçimini önlemek ve tespit etmek için, kendi yetkisi dahilinde, bankalar ve bankalar dışındaki mali kuruluşlar ve gerektiğinde, özellikle karapara aklamaya müsait diğer kurumlar için kapsamlı bir iç düzenleyici ve denetleyici sistem oluşturacaktır; bu sistem kimlik tespiti, kayıt tutulması ve şüpheli işlemlerin bildirilmesi ihtiyaçlarına cevap verecektir.
(b) Bu Sözleşmenin 18. ve 27. madde hükümleri saklı kalmak koşuluyla, (iç hukuk uyarınca uygun olduğu takdirde adli merciler de dahil) kara para aklamayla mücadeleye hasredilmiş, idari, düzenleyici, kanun uygulayıcı makamların yanısıra diğer makamların, kendi iç hukuklarınca öngörülen koşullar çerçevesinde, ulusal ve uluslararası düzeyde işbirliği yapmak ve bilgi değişiminde bulunmak imkan ve yetkisine sahip olmalarını sağlayacak ve bu amaçla, muhtemel kara para aklamaya ilişkin bilginin toplanması, analizi ve iletilmesi için ulusal bir merkez olarak hizmet verecek bir mali istihbarat biriminin kurulması ihtiyacını değerlendirecektir.
-
Taraf Devletler, meşru sermayenin dolaşımını herhangi bir şekilde engellemeksizin, bilginin yerinde kullanımını temin etmek kaydıyla, nakdin ve parasal değeri haiz her türlü evrakın sınırlan içindeki dolaşımının denetlenmesi ve izlenmesi için makul önlemlerin uygulanmasını göz önüne alacaklardır. Bu tür önlemler kişi ve kuruluşların önemli miktarda nakdin ve parasal değeri haiz her türlü evrakın sınırötesi nakline ilişkin bildirimde bulunmaları zorunluluğunu içerebilir.
-
Taraf Devletler bu maddeye dayanarak, düzenleyici ve denetleyici bir iç sistem kurarken, bu Sözleşmenin diğer maddelerinin hükümleri saklı kalmak koşuluyla, bölgesel, bölgelerarası ve çok taraflı teşkilatların kara para aklamaya karşı ilgili girişimlerini kılavuz olarak kullanmaya davet olunurlar.
-
Taraf Devletler, kara para aklamayla mücadele etmek için, adli, kanun uygulayıcı ve mali yönden düzenleyici merciler arasındaki küresel, bölgesel, altbölgesel ve ikili işbirliğini geliştirmek ve ilerletmek için çaba göstereceklerdir.
Yukarıdaki Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi maddelerinden de görüleceği üzere “karapara aklama suçu” yalnızca ülkesel çerçevede değil, uluslararası açıdan büyük önem arz eden suçlardan biridir. Ve bu suçla ilgili mücadele konusunda ülkelere büyük sorumluluklar yüklenmiştir.
Sözleşmeye göre;
Suç geliri olduğu bilinen malvarlığının yasadışı kaynağını gizlemek veya olduğundan değişik göstermek veya öncül suçun işlenmesine karışmış olan herhangi bir kişiye işlediği suçun yasal sonuçlarından kaçınmasına yardım etmek amacıyla dönüştürülmesi veya devredilmesi,
Bir malvarlığının suç geliri olduğunu bilerek gerçek niteliğinin, kaynağının, yerinin, kullanımının, hareketlerinin veya mülkiyetinin veya malvarlığına ilişkin hakların gizlenmesi veya olduğundan değişik gösterilmesi,
Devletlerin kendi hukuk sisteminin temel kavramlarına tabi olarak, tesellüm anında bu tür bir malın suç geliri olduğunu bilerek; edinilmesi, bulundurulması veya kullanılması, bu maddede belirtilen suçlardan herhangi birini işlemeye veya teşebbüse örgütlü olarak veya suç işleme konusunda anlaşarak yardım, yataklık, kolaylaştırmak ve yol göstermek suretiyle katılma halleri,
Aklama suçunu ortaya çıkaracaktır.
Başka bir ifadeyle aklama suçunda; yasadışı yollar kullanılarak elde edilen her türlü maddi menfaat yasal bir kaynaktan kazanılmış gibi gösterilmektedir. Maddi değerlerinin suç olduğunun bilinmesi durumunda bu gelirin yasadışı kaynağının gizlenmesi veya olduğundan farklı gösterilmesi sureti ile dönüştürülmesi eylemleri şeklindedir. Yasadışı olduğu bilinmesine rağmen malvarlığı değerlerinin gerçek niteliğinin gizlenmesi, yerinin ve kaynağının saklanması suç olarak kabul edilmektedir.
SUÇTAN KAYNAKLANAN MALVARLIĞI DEĞERLERİNİ AKLAMA
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama Madde 282- (1) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. (4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya karapara aklama suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 282 hükmü uyarınca suç olarak kabul edilmiştir. Hüküm çerçevesinde korunmak istenen hukuki değer “adalet nizamı” olarak kabul edilmektedir. Hüküm çerçevesindeki suçta aklanacak malvarlığı değerinin suç sebebi ile elde edilmiş olması gerekmektedir. Bu durumda da öncül bir suç işlenmiş olmalıdır. Öncül suçun failinin bir başkası olmasının önemi bulunmamaktadır.
Karapara aklama suçunu işleyen kimse malvarlığı değerinin suçtan kaynaklandığını biliyor ise suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun unsurları oluşmuş kabul edilmektedir.
KARAPARA AKLAMA SUÇU NEDİR?
Karapara aklama suçu, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama olarak adlandırılmaktadır. Karapara aklama suçu, özgü bir suç olmadığından herkes tarafından işlenebilme özelliğine sahiptir. Keza yine, seçimlik hareketli bir suç olması sebebi ile de birden fazla hareketle işlenebilmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki kast ile işlenebilen karapara aklama suçunda teşebbüs hükümleri de uygulanabilmektedir.
Karapara aklama suçu işlendiğinde elde edilen paranın çeşitli malvarlığı değerlerine dönüştürülerek yurt dışına transfer edilmesi veya bu malvarlığı değerlerinin kaynağının gizlenmesi durumları söz konusu olmaktadır. Karapara aklama suçu ile elde edilen malvarlığı değerlerinin gayrimeşru yollardan elde edilmiş olduğunun gizlenmesi de suç kapsamında yer alacaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 282 gereğince, bu suçta verilen cezanın alt sınırı 6 ay olacaktır. Ancak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 282’ye göre, karapara aklama suçunu kamu görevlisi ya da belirli bir mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanan bir kişi tarafından işlenirse suç nitelikli hale geldiğinden verilen cezada da artışa gidilecektir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
Karapara aklama suçunun diğer bir özelliği kendisine kaynak teşkil eden öncül suçtan ayrı bir suç olarak tezahür etmesi şeklindedir. Öncül suç ve karapara aklama suçu birbirinden bağımsız olduğundan değerlendirme sırasında her iki suça ait unsurların ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere, karapara aklama suçu genel kast ile işlenebilen bir suç olarak kabul edilmektedir. Suçun özellikle seçimlik hareketle işlenebildiğinden bahsedilmişti. Ancak belirtilmeli ki karapara aklama suçu iki ayrı seçimlik hareketle işlenebilmektedir. Bahse konu seçimlik hareketlerden ilki, söz konusu aklanan paranın yurtdışına çıkarılması eyleminden ibarettir. Başka bir ifadeyle öncül suç icra edilerek elde edilen maddi gelirin yurtdışına nakli ilk seçimlik hareketi ortaya çıkarmaktadır. Maddi gelirin yurtdışına nakli ise fiziksel olarak Türkiye’den başka bir yere götürme şeklinde olabileceği gibi, internet üzerinden farklı nakil faaliyetleri şeklinde de gerçekleştirilebilmektedir.
Bahse konu seçimlik hareketlerden ikincisi ise, karaparanın kaynağı gizlenerek meşru bir şekilde elde edildiği yönünde kanaat getirilmesi yönünde yapılan icrai hareketler şeklindedir. Söz konusu eylemler serbest hareketlidir. Seçimlik hareketlerden ikinci olan eylemler birden fazla şekilde gerçekleştirilebilmektedir.
Söz konusu seçimlik hareketlerden herhangi biri icra edildiği takdirde karapara aklama suçu işlenmiş kabul edilmektedir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 282 hükmü uyarınca “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Şeklindedir.
Hükmün devamında “Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Denilmiştir. Keza yine hüküm çerçevesinde belirtilen suç nitelikli olarak işlenirse verilen cezada yarı oranda artışa gidilmektedir.
Kamu Görevlisi Tarafından Karapara Aklama Suçu: Yine işbu makalede bahsedildiği üzere suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde veya belirli bir mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak gerçekleştirilmesi durumunda verilecek cezada artış sebebi sayılmıştır.
Örgütlü Karapara Aklama Suçu: Karapara aklama suçunun nitelikli halleri arasında örgütlü kara para aklama yer almaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, Türk Ceza Hukuku çerçevesinde bir suç örgütünden bahsedebilmek için suç örgütünün en az 3 kişiden oluşması gerekmektedir. Bu suç örgütü bir yapılanma içinde hiyerarşik düzen bulundurmalıdır. Keza oluşturulan örgütün fiilen suç işleyip işlemediğinin bir önemi bulunmamaktadır. Önem arz eden nokta üyelerin suç işleme maksadı ile bir araya gelmiş olmasıdır. Karapara aklama suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılmaktadır. Yani karapara aklama suçunun örgütlü olarak işlenmesi halinde verilecek ceza 6-14 yıl hapis cezası ve 40 bin güne kadar adli para cezası ödenmesi şeklindedir.
Tüzel Kişilerce Karapara Aklama Suçu: Karapara aklama suçunun tüzel kişiler tarafından işlenmesi halinde, tüzel kişilere güvenlik tedbirlerinin uygulanması yoluna gidilmektedir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME:
Karapara aklama suçu Ceza hukuku çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu sebeple görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Karapara aklama suçunda şikayet şartı aranmadığı için savıcılık makamları suçtan haberdar olduğu andan itibaren re’sen soruşturma sürecine başlayacaktır. Bu sebeple yargılama kamu davası olarak yürütülecektir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA ŞİKAYET SÜRECİ NEDİR?
Yukarıda da belirtildiği üzere karapara aklama suçu şikayete tabi suçlar arasında sayılmamıştır. Ancak bu demek değildir ki kişiler karapara aklama suçundan haberdar olduğunda veya bu suçtan zarar gören kişiler tarafından şikayet edilemesin. Karapara aklama suçundan mağdur olan kişiler veya suçtan haber olan kişiler savcılık makamına şikayet dilekçesi vermek suretiyle yargılama sürecini başlatabilmektedir. Ancak şikayet talebinde bulunan kişilerin daha sonrasında yargılamanın herhangi bir aşamasında şikayetten vazgeçmesi halinde dava düşmesi sonucu oluşmamaktadır. Az önce de bahsedildiği üzere karapara aklama suçu ile ilgili yürütülen yargılamalar kamu davası olarak görülmektedir. Bu sebeple kişinin şikayetinden vazgeçmesi davayı düşürmemektedir. Yargılama kaldığı yerden devam edecektir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ NEDİR?
Türk Ceza Hukuku bağlamında bir suç işlendiği andan itibaren belirli süreler içerisinde dava açılması şartı bulunmaktadır. Eğer ki kanun çerçevesinde belirtilen süreler açıldıktan sonra dava açılmaya çalışılırsa usule uymaması sebebi ile “davanın zamanaşımına uğradığı” gerekçesi ile “usulden reddine” karar verilmektedir. Karapara aklama suçunda dava zamanaşımı süresi ise 15 yıl olarak belirtilmiştir. 15 yılı geçerek yargılama sürecine girilmeye çalışılırsa savunma ve gerekçeleriniz ne olursa olsun belirli hallerin dışında davanın düşmesine sebep olacaktır.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİ
Etkin pişmanlık hükümleri fail suçu işledikten sonra özgür iradesi ile pişman olduğunu ileri sürerse ve suç olarak kabul edilen hukuka aykırı eylemlerin sebep olduğu sonuçları giderirse mahkeme failin pişman olduğu yönünde kanaat getirdiği takdirde uygulanmaktadır. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması halinde cezada indirim hükümleri uygulanmaktadır.
Elbette etkin pişmanlık hükümleri suçun niteliğine bağlı olarak cezada indirim veya cezasızlık halleri söz konusu olmaktadır. Yargılanan kişinin soruşturma veya kovuşturma aşamasında suça yardım edenleri, suç ortaklarını, suça azmettirenleri ilgili makamlara bildirmesi etkin pişmanlık gösterdiğine dalalettir. Bu da kişinin bu haktan yararlanabilmesini sağlamaktadır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki etkin pişmanlık hükümlerinin o suç ile ilgili uygulanabileceği yönünde kanunda açıkça hüküm olmalıdır. Aksi takdirde yukarıda sayılı etkin pişmanlık göstergelerini kişi yapsa dahi maalesef ki etkin pişmanlık çerçevesinde indirimden yararlanamamaktadır.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde kanunda açıkça belirtilmesi sebebi ile karapara aklama suçunda kişiler etkin pişmanlık göstergelerini ortaya koyduktan sonra mahkemede aynı kanaatte ise hükümden yararlanabilmektedir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI (HAGB)
Sanık hakkında bir cezaya hükmolunduğunda ceza belirli bir denetim süresi içinde çekilirken sanığın koşulları sağlaması durumunda cezanın sonuç doğurmaması, davanın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile mümkün olmaktadır. HAGB kararı ile amaçlanan değer suçu işleyen kişiye ikinci bir şansın verilmesi yönündedir. HAGB kararının verilebilmesi için bazı şartların sağlanmış olması gerekmektedir.
Bu şartlar şu şekildedir:
- Kişinin daha önce kasıtlı bir suç sebebi ile ceza almamış olması gerekmektedir.
- Kişi hakkında daha önceden kesinleşmiş olan bir mahkumiyet kararı varsa ve bu mahkumiyet kararı kasıtlı bir suç sebebi ile alınmamış olmalıdır. Başka bir ifade ile cezanın adli para cezası veya hapis cezası önemli değildir. Önemli olan suçun kastla işlendiği yönünde mahkumiyettir.
- Karapara aklama suçu yönünden verilecek cezanın 2 yıl ve altında olması gerekmektedir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNUN ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ
Karapara aklama suçu neticesiyle verilecek hapis cezası cezanın alt sınırı bakımından adli para cezasına çevrilmeye uygun olduğu takdirde adli para cezasına hükmedilmesi mümkün olmaktadır.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA CEZANIN ERTELENMESİ KARARI
Karapara aklama suçu itibariyle gerçekleşen yargılama sonucunda sanığa verilen cezanın ertelenmesi bazı koşullar altında mümkün olabilmektedir.
Örneğin; mahkeme yargılama sürecinde sanık hakkında hapis cezasına hükmettiğinde eğer ki sanık daha önce kasıtlı bir suç sebebi ile hüküm almamışsa ve ceza 2 yıl ve altında ise makul görüldüğü takdirde hapis cezasının cezaevinde icra edilmesinde vazgeçebilmektedir. Buna uygulamada “ceza ertelemesi” denilmektedir. Keza hapis cezasının belirli bir süreliğine geri bırakılması halinde de “ceza ertelemesi” denilmektedir.
Cezanın ertelemesi kararı verildiği takdirde Türk Ceza Hukuku akabinde ceza ertelemesi verilen sanık hakkında ayrıca denetim süresine de hükmetmektedir.
Ezcümle karapara aklama suçu ceza ertelemesi kararının verilebildiği suçlardan olması sebebiyle denetim süresine de hükmetmek gerekecektir.
KARAPARA AKLAMA SUÇUNDA UZLAŞMA
Uzlaşma, suç isnadı altındaki kişi veya kişiler ile suçun mağduru veya mağdurları arasında uzlaştırmacı aracılığı ile iletişim kurularak anlaşma yoluna gidilmesi demektir. Karapara aklama suçu konusunda uzlaşmaya gidilmesi hukukumuz açısından mümkün kılınmamıştır.
AVUKAT GÖZDE TETİK
Faaliyet Alanlarımız: