Yayınlanma Tarihi: 27 Nisan 2022

ÇEKTE KABUL YASAĞI

Çek hakkında kabul işlemi yapılamaz. Çek üzerine yazılmış bir kabul kaydı, yazılmamış sayılır.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 784- (1) Çek hakkında kabul işlemi yapılamaz. Çek üzerine yazılmış bir kabul kaydı, yazılmamış sayılır. MADDE 789- (1) Cironun kayıtsız ve şartsız olması gereklidir. Ciro, şartlara tabi tutulmuşsa bunlar yazılmamış sayılır. (2) Kısmi ciro ve muhatabın cirosu batıldır. (3) Hamiline yazılı ciro beyaz ciro hükmündedir. (4) Muhatap lehindeki ciro yalnız makbuz hükmündedir; meğerki, muhatabın birden fazla şubesi olup da, ciro, muhatap şubeden başka bir şube üzerine yazılmış bulunsun.

Çekte muhteviyatı gereği kabul müessesesi caiz olmamaktadır. Bu durum Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri gereğince emredici niteliktedir. Eğer ki çeke kabul ile alakalı bir kayıt düşüldü böyle bir durumda o kayıt yazılmamış sayılmaktadır. Başka bir deyişle konulan kabul kaydı çekin geçerliliğini etkilememektdir. Yine bu özelliğinden ötürü tahvil mümkün olmamaktadır. Kabul yasağının bir diğer sonucu ise, çekin asıl borçlusunun bulunmamasıdır. Şöyle ki, hamil yalnızca senette imzası bulunan kişilere karşı bir kambiyo talep hakkına sahip olmaktadır. Bu da çekte müracaat borçluları olduğunu göstermektedir. Bu kişiler keşideci, avalist ve cirantalardır.

MUHATABIN GÜVEN ARTIRICI BEYANLARI

Çekte kabul yasağının benimsenmesinden ötürü çek hamilinin muhatabı ödemeye zorlamaya yönelik herhangi bir kanuni imkanı bulunmamaktadır. Muhatabın ödememesi sonucunda hamil, müracaat borçlularına yönelebilmektedir.

Teyitli Çek:

Muhatap banka tarafından hamile karşı çekin karşılığının olduğunu bildiren bir kaydın çek üzerinde bulunması ile oluşan çek türüdür. Bloke çek olarak da adlandırılmaktadır. Çeke konulan kayıtlar “Karşılığı mevcut olup, bloke edilmiştir.” Veya “Karşılığı vardır.” Ya da “Teyit edilmiştir.” Gibi olabilmektedir. Konulan bu kayıtların çekin ön veya arka yüzüne yazılması gerekir gibi bir zorunluluk bulunmamakla birlikte konulan kaydın altına yekili muhatap banka görevlilerince imza atılması gerekmektedir. Teyit şerhi için tarih veya yer adının yazılması zorunlu olmamakla birlikte kanıt açısından konulması kolaylık sağlayabilmektedir. Çekin teyidi kaydının mantığı, kabul yasağı ile ters düşmemekle birlikte aslında muhatap banka tarafından dolaylı olarak keşidecinin banka hesabında karşılığının bulunduğunun ve çekin geçerliliğinin yine muhatap banka tarafından kontrol edilmesi işlemidir. Bu kayıtla ödeme sözü altına girilmemektedir. Yalnızca fer’I bir borç altına girilmektedir. Çeki teyit eden muhatap banka, yalnızca ibraz süresi içerisinde, çek bedelini hamilin lehine bloke etmekle sorumlu olmaktadır. Keşideci bu süre zarfında, bloke edilmiş miktar üzerinde yani provizyondaki meblağ üzerinden işlem yapamamaktadır. Keza muhatap banka da çek teyit edildikten sonra bloke olunan meblağ için süresi içerisinde ibraz olunduğunda çekin karşılığının bulunmadığını ileri sürerek ödeme yapmamazlık edemeyecektir. Velev ki ibraz süresi geçti böyle bir durumda çekin teyitli olma vasfı ortadan kalkmakla birlikte bloke edilmiş meblağ, ilgili hesaba alacak kaydı konularak keşidecinin hesabına iade edilmektedir.

ÇEKİN TEDAVÜLÜ

ÇEKİN DEVRİ

Türk Ticaret Kanunu

II - Hak sahipliğini ispat görevi MADDE 790- (1) Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.

C) Elden çıkan çek

MADDE 792- (1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.

Çek kambiyo senedidir ve kural olarak emre yazılıdır. Bu nedenle ciro artı teslim yoluyla devredilmektedir. Bunların dışında miras, cebri icra, işletmenin devri veya birleşme gibi sebeplerle cirosuz da devredilebilmektedir. Fakat yukaarıdakiler dışında mahiyeti gereği çek, satılabilmekte teminat olarak da verilebilmektedir. Lakin teminat hususu yalnızca örtülü rehin cirosu ile yapılabilmektedir. Aleni rehin cirosu ile çekin rehni mümkün olmamaktadır.

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 789- (2) Kısmi ciro ve muhatabın cirosu batıldır. (4) Muhatap lehindeki ciro yalnız makbuz hükmündedir; meğerki, muhatabın birden fazla şubesi olup da, ciro, muhatap şubeden başka bir şube üzerine yazılmış bulunsun.

Hüküm gereğince, muhatabın cirosu batıl kabul edilmektedir. Bu durumun sebebi, çekin kabulünün yasak olmasından kaynaklanmaktadır. Kabul ile aynı sonucu verecek şekilde muhatap tarafından taahhüt altına girilmesi yasaklanmaktadır. Bu durumda, muhatabın cirosu “makbuz” niteliğinde kabul edilmektedir. Başka bir deyişle muhatap bankanın ciro yoluyla devir hakkı bulunmamaktadır.

Keza “Muhatap Lehine Yapılan Ciro” da yukarıdaki muahatabın yaptığı ciro gibi makbuz hükmünde sayılmaktadır. Bir diğer anlatımla muhatap banka kendisine ciro edilen çeki, hamile ödemeyi yaptığının bir göstergesi olacak makbuz olarak himayesinde saklamaktadır.

Çekin arkasına yazılan muhatabın lehtar olarak gözüktüğü ciro ve hamilin rızası ile ödeme karşılığında muhatap bankaya verildiğini göstermektedir. Bu sayede muhatap banka hamile karşı ödemeyi gerçekleştirmiş olmakta ve keşideciye karşı bunu ileri sürebilmektedir.

Bir diğer husus, çekte rehin cirosunun yapılamayacağıdır. Şöyle ki, çek bir ödeme vasıtası olduğu için tahsil veya temlik cirosu yapılabilmekle birlikte bu özelliğinin bir getirisi olarak rehin cirosu yapılamamaktadır. Eğer ki kısa vadeli bir alacak için yapılmak istenir ise müstenit rehin cirosu ile birlikte rehin cirosu yapılabilmektedir.

Nama Yazılı Çekin Devri: “Emre yazılı değildir.” gibi kayıtları içeren çek nama yazılı hale gelmektedir. Bu tür çeklerin devri alacağın temliki şeklinde gerçekleşmektedir. Devir için ise temlik beyanı ve teslim gerekmektedir.

Emre Yazılı Çekin Devri: Çekte isim gösterildiğinde dahi menfi kaydı içermediği sürece çek emre yazılı sayılmaktadır. Emre yazılı çek ise ciro ve teslim yoluyla devredilmektedir. Bu özellikleri gereğince poliçe ile aynı hükümlere tabi olmaktadır. Kısmi ciro ise geçersiz sayılmaktadır. Muhatabın cirosu batıl (TTK md. 789/2) kabul edilmekle birlikte hamiline yazılı ciro beyaz ciro hükmünde (TTK md. 789/3) kabul edilmektedir. Ciro ibraz süresi sonuna kadar ve ibraz tarihine kadar yapılabilmektedir. Ibraz süresi sonrası ya da protesto veya karşılıksızdır işlemi sonrası ciro, alacağın temliki hükmünde kabul edilmektedir.

Türk Ticaret Kanunu

  1. Vadeden sonraki ciro MADDE 690- (1) Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; ancak, ödenmeme protestosundan veya bu protestonun düzenlenmesi için öngörülmüş sürenin geçmesinden sonra yapılan ciro, sadece alacağın temliki hükümlerini doğurur. (2) Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun düzenlenmesi için öngörülen sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılır.

Hamiline Yazılı Çekin Devri:

Türk Ticaret Kanunu

III - Hamiline yazılı çek üzerine yapılan ciro MADDE 791- (1) Hamiline yazılı bir çek üzerine yapılan ciro, cirantayı, başvurma hakkına dair hükümler gereğince sorumlu kılarsa da senedin niteliğini değiştirerek onu emre yazılı bir çek hâline getirmez.

Hamiline yazılı çek, tarafların anlaşması ve zilyetliğin devri ile başkasına devredilebilmektedir. Burada hamiline yazılı çekte ciro devirden daha çok hakkın devrolduğunu gösteren bir ispat aracı durumundadır. Aslında cirolar hamiline yazılı çeklerin devrinde devir amaçlı bir özellik taşımamaktadırlar. Dolayısıyla ciro silsilesinin veya cirantaların imzalarının incelenmesine temelde gerek bulunmamaktadır.

ÇEKTE AVAL

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 794- (1) Çekte yazılı bedelin ödenmesi, kısmen veya tamamen aval ile teminat altına alınabilir. (2) Bu teminat, muhatap hariç olmak üzere üçüncü bir kişi veya çek üzerinde imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilir. MADDE 818- (1) Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da uygulanır: g) Avalin şekil ve hükümleri hakkındaki 701 ve 702 nci maddeler MADDE 701- (1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır. MADDE 702- (1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. (2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. (3) Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder.

ÇEKTEN CAYMA

Türk Ticaret Kanunu

IV - Çekten cayma

  1. Genel olarak

MADDE 799- (1) Çekten cayma ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder. (2) Çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilir.

  1. Özel hâller

MADDE 800- (1) Çekin tedavüle çıkarılmasından sonra, düzenleyenin ölümü, medenî haklarını kullanma ehliyetini kaybetmesi veya iflası çekin geçerliliğini etkilemez. Düzenleyenin tek yanlı bir irade açıklaması ile muhatabın ödeme yetkisini geri alması durumudur. Özel bir şekli bulunmamaktadır. Noter, iadeli taahhütlü mektup, basit yazılı bildirim hatta sözlü olarak bile çekten cayılabilinmektedir. Lakin muhatap banka ispat bakımından genellikle yazılılık aramaktadır. Çekten cayma ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade etmektedir. Düzenleyen ibraz süresi içinde de çekten cayabilmektedir fakat böyle bir durumda süre dolduktan sonra cayma hüküm ifade etmektedir. Belirtilmelidir ki çekten cayılmadığı takdirde muhatap banka ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilmektedir.

ÇEKTEN CAYMA – ÖDEME YASAĞI

Çekten cayma ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade etmektedir. Ödeme yasağı ise ibraz süresi sonuna kadar konabilmektedir.

Çekten cayma keşidecinin tek taraflı, muhatap bankaya varması gereken bozucu yenilik doğuran cayma beyanıyla olmaktadır. Ödeme yasağı ise mahkeme kararıyla mümkün hale gelmektedir.

Cayma için gerekçe göstermeye gerek yoktur. Ödeme yasağı kararı için ziyaı ve bedelsizlik iddialarının inandırıcı olması gerekmektedir.

Cayma kalıcı etkiye sahiptir. Caymada artık çek ödenmemektedir. Ödeme yasağında geçici bir durma hali mevcuttur. Tedbir kalkınca veya dava son bulunca yasak da kalkmaktadır.

ÇEKİN İPTALİ

Çek rızası dışında elinden çıkan ya da ondan yararlanma hakkını kaybeden hamil çekin iptali talebiyle dava açabilmektedir. Iptal davası sırasında yani dava devam ederken çeki eline geçiren kişi bedeli tahsil edebilmektedir. Buna engel olmak için mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alınabilinmektedir. Ihtiyati tedbir ödeme yasağı niteliğindedir. Iptal davası hakkında poliçedeki hükümler geçerli olmaktadır. Iptal kararı alındıktan sonra yeni bir çek düzenlenmesi talep edilebilir veya karara dayanarak çekin ödenmesi istenebilmektedir.

SAHTE VE TAHRİF EDİLMİŞ ÇEK

Sahte çek düzenleyenin çek yazma iradesi olmamasına rağmen adına düzenlenmiş ve imzalanmış olan çektir. Tahrif edilmiş çek, geçerli şekilde tedavüle çıkarıldıktan sonra düzenleyenin izni ve bilgisi olmadan üzerinde değişiklik ya da ilaveler yapılmış çek olarak kabule edilmektedir. Belirli özelliklere haiz olması beklenmektedir.

Türk Ticaret Kanunu

A) Sahte veya tahrif edilmiş çek

MADDE 812- (1) Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğerki, senette düzenleyen olarak gösterilen kişiye, kendisine verilen çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurun yüklenmesi mümkün olsun. Türk Borçlar Kanunu MADDE 115- Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Borçlunun alacaklı ile hizmet sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borç sebebiyle sorumlu olmayacağına ilişkin olarak önceden yaptığı her türlü anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun ya da yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun hafif kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. MADDE 116- Borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür. Yardımcı kişilerin fiilinden doğan sorumluluk, önceden yapılan bir anlaşmayla tamamen veya kısmen kaldırılabilir. Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.

Bankanın kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Yani banka kusurlu olmasa bile sorumlu kabul edilmektedir. Banka yanında çalışanların dikkatsizliği veya özensizliği sonucu doğan zarara yine muhatap banka katlanmak zorundadır. Fakat belritilmelidir ki buradaki zarar, adam çalıştıranın sorumluluğu olmamakla birlikte yardımcı şahısların fiillerinden sorumluluk olarak kabul edilmektedir (TBK md.116). Bu sebepledir ki sahte ve tahrif edilmiş çeke ilişkin bankaların imzalattıkları sorumsuzluk anlaşmaları ve kayıtları kesin olarak hükümsüz kabul edilmektedir (TBK md.115/3 ve 116/3). Buradaki sorumluluk, muhatap bankanın sorumluluğu keşideciye karşı doğmaktadır. Çünkü ödeme keşidecinin hesabından yapılmaktadır. Bankanın sorumluluktan kurtulmasının tek yolu, düzenleyenin kısmen veya tamamen kusurlu olmasıdır.

BAŞVURMA HAKKININ DOĞUMU

Çekin ödenmemesi üzerine hamilin düzenleyen, ciranta ve aval verenlere başvurması anlamına gelmektedir. Çekin tamamen ya da kısmen karşılıksız çıkması halinde; mahsup çeklerde çek bedelinin hesaba geçirilmemesi, muahatabın mali durumunun bozulması halinde nakit ödemeyi reddetmesi, takas odasının çekin takas kabiliyetinin bulunmadığını bildirmesi halinde başvurma hakkı doğmaktadır. Başvurma hakkının kullanımı için ödememenin şeklen tespiti gerekmektedir. Protesto, takas odası ya da muahatap bankanın çekin arkasına ibraz tarihini de belirterek beyanı yazması gerekmektedir. Işlemin ibraz süresi içinde yapılması gerekmektedir. Ibraz sürenin son günü yapıldı ise, ödememenin tespiti takip eden iş günü de yapılabilmektedir.

BAŞVURMA HAKKININ KAPSAMI

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 783- (1) Bir çekin düzenlenmesi için, muhatabın elinde düzenleyenin emrine tahsis edilmiş bir karşılık bulunması ve düzenleyenin bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle tasarruf hakkını haiz olacağına dair muhatapla düzenleyen arasında açık veya zımni bir anlaşma bulunması şarttır. Ancak, bu hükümlere uyulmaması hâlinde senedin çek olarak geçerliliği etkilenmez. (2) Düzenleyen, muhatap nezdinde çekin ancak bir kısım karşılığını hazır bulundurduğu takdirde, muhatap, bu tutarı ödemekle yükümlüdür. (3) Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder.

Hamilin Başvurma Hakkı:

Çek bedeli, ibraz tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi; protesto, ihbar gibi çekin ödenmemesi sebebiyle yapılan masraflar; çek bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ayrıca Türk Ticaret Kanununun 783/3 hükmü gereğince %10 çek tazminatı ve uğranılan zararı da ödemek zorundadır. Bunun için kusur ve zarar ispatı aranmamaktadır.

Çeki Ödeyenin Başvurma Hakkı:

Ödediği tutarın tamamı, ödeme tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizi, yaptığı giderleri, çek bedelinin binde ikisini aşmamak üzere komsiyon isteyebilmektedir.

ÇEKTE ZAMANAŞIMI

Türk Ticaret Kanunu

MADDE 814- (1) Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. MADDE 816- (1) Bir çekin ibrazı ve protestosu, ancak bir iş gününde yapılabilir. (2) Çeke ilişkin işlemler ve özellikle ibraz ve protesto veya buna eş değer belirleme işlemlerinin yapılması için kanunla belirli sürenin son günü, pazara veya diğer bir tatil gününe rastladığı takdirde, bu süre onu izleyen ilk iş gününü kapsayacak kadar uzar. Aradaki tatil günleri süre hesabına dâhildir. MADDE 817- (1) Kanunun bu Kısmında gösterilen süreler hesap edilirken bunların başladığı gün sayılmaz.

Çekte muhatap banka aleyhine dava açılması ve buna ilişkin zamanaşımı hakkında bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun sebebi çekte muhatap bankanın başvurma borçluları arasında yer almadığı içindir. Bununla birlikte çek anlaşması ve karşılık bulunmasına rağmen banka çeki ödemediği takdirde hami,l düzenleyen ve cirantalara başvurabilmektedir. Böyle bir durumda düzenleyen ve çeki ödeyen cirantalar arasındaki çek anlaşması veya kredi anlaşması yahut haksız fiil hükümlerine göre bankaya tazminat davası açabilmektedir. Bu dava kambiyo hükümlerine göre değil, genel hükümlere göre açılmaktadır.

POSTA ÇEKLERİ

Posta çekleri, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca değil, Posta Kanunu ve bu kanuna bağlı tüzükler ile birlikte düzenlenme alanı bulmuştur. Bu sebepledir ki her ne kadar adında “çek” ibaresi bulsa da aslında bir kambiyo senedi özelliğine haiz olmamaktadır. Bu özelliği neticesiyle, ibraz senedi değildir. Posta çeklerinin cirosu da mümkün olmamakadır. Aslında Türk Ticaret Kanunu gereğince bu çekler “çek” olarak kabul edilmemektedirler. Lakin, bu çeklere havale hakkındaki hükümler uygulanabilmektedir.

SEYEHAT ÇEKLERİ

Seyehat çekler, yolcunun yanında nakit taşıma riskini azaltmak ve ihtiyaca göre kendisine nakit para sağlama kolaylığını yaratmak üzere kullanılmaktadır. Başka bir deyişle yine Türk Ticaret Kanunu hükümlerince bir “çek” vasfı olmamaktadır. Seyehat çekleri belirli meblağlar şeklinde hazırlanmaktadır. Tüzel kişiler seyehat çeklerinden faydalanamamaktadır. Yine Türk Ticaret Kanununun 831’inci hükmünde sayılan hususları da muhteviyatında ihtiva etmemektedir. Seyehat çeklerinde, keşideciye karşı kullanılabilecek müraacar hakkı bulunmamaktadır.

GARANTİLİ ÇEK

Çek kartı uygulaması olarak da bilinmektedir. Bu uygulama muhatap bankanın çeki ödeme vaadinde bulunduğu bir uygulamadır. Bu şekilde muhatap banka, çek geçerli ve çeki ibraz eden kişi hak sahibi hamil ise banka asli bir borç olarak ödeme garantisi vermektedir. Beliritlmelidir ki muahatap bankanın bu ödeme vaadi çek dışında gerçekleştiği için çekte kabul yasağı ile çatışmamaktadır.

  • GÖZDE TETİK
WhatsApp