- Hukuk Dairesi 2017/39292 E. , 2018/16082 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ : … 6. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 01/07/2009-14/10/2016 tarihleri arasında II.Soğuk Haddehane Müdürlüğünde Hidrojen Tesisi Operatörü olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin Toplu İş Sözleşmesinin 65/1 maddesi gereğince tutukluluk süresinin bildirim süresini aşmış olduğu sebep gösterilerek 14/10/2016 tarihi itibariyle feshedildiğini, müvekkilinin … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/223 esas sayılı dosyasında yargılaması devam ederken 21/10/2016 tarihinde tahliye edildiğini, tahliye olduktan sonra işveren müracaatı anında iş akdinin 14/10/2016 tarihi itibari ile feshediğildiğini öğrendiğini, oysaki 65. maddesinin 4. Bendinde ” adi suçlardan yargılanmaları tutuklu olarak devam ederken 90 gün içinde tahliye edilenler bir hafta içinde başvurması halinde işveren tarafından tekrar işe alınırlar.” şeklinde olduğunu, belirtilen hakka rağmen müvekkilinin iş akdinin feshedilmesinin usul ve yasaya ve sendika ile işveren arasında imzalanan toplu sözleşmeye de aykırı olduğunu, iş akdinin feshinin en son aşama olduğunu, gereklilik ve kaçınılmazlık unsurlarını taşımayan toplu sözleşme hükümlerine de açıkçı aykırı olan iş bu dava konusu iş akdinin feshi işleminin haksız olup yasaya aykırı olduğunu bildirerek, davalı işverence yapılan 14.10.2016 tarihli feshin, haksız olduğunun tespiti ile müvekkilinin işine iadesine, iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti kararında İş Kanunu ‘nun 21. maddesi gereğince davalı şirketin, müvekkilini 1 ay içerisinde işe başlatmasına, başlatmaması halinde müvekkiline 8 aylık brüt ücreti tutarında tazminat ödemesine ve kararın kesinleşmesine kadar çalıştırmadığı süre için hak kazanılacak 4 aya kadar olan ücret ve diğer haklarının da müvekkiline ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 19/08/2016 tarihinde 15 yaşındaki bir genç kıza cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla tutuklandığını, davacının iş sözleşmesinin 14.10/2016 tarihinde Toplu İş Sözleşmesinin 65/1. maddesi gereğince tutukluluğun İş Kanunu’ndaki bildirim sürelerini aşması nedeniyle münfesih sayıldığını, söz konusu bildirim davacıya iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini, söz konusu fesih gerek İş Kanunu 25/IV, gerekse TİS 65/1. maddelerine dolayısıyla hukuka uygun olduğunu, davacının 21/10/2016 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiği, tahliye edildikten sonra müvekkili şirkete müracaat ettiğini, müvekkili şirkette uygulanan TİS ‘in 65/4 maddesi gereğince ” adi suçlardan yargılanmaları, tutuklu olarak devam ederken 90 gün içinde tahliye edilenler, bir hafta içinde başvurması halinde işveren tarafından tekrar işe alınırlar.” denildiğini, davacının müvekkili şirkete bir hafta içinde başvurmadığını, davacı bir hafta içinde müvekkili şirkete başvurmadığı gibi işe iade talebi ile iş bu davayı da tahliye edildikten tam 24 gün sonra açarak bu iddiasında samimi olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, davacının iş sözleşmesinin Yasa ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak gerçekleştirdiğini, davacının müvekkili şirkete süresi içinde başvurmadığını, başvurmuş olsa dahi müvekkili şirketin davacıyı tekrar işe alma zorunluluğu bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, 19.08.2016 olan tutukluluk tarihinden itibaren 8 haftalık bildirim süresinin 14.10.2016 tarihinde son bulduğu, Toplu İş Sözleşmesinin feshe dayanak yapılan 65/1 maddesinin bildirim sürelerinin aşılması halinde iş sözleşmesinin münfesih olacağını düzenlediği, oysa somut uyuşmazlıkta bu sürenin aşılmamış olduğu, davalı işverenin toplu iş sözleşmesindeki kendini bağlayıcı madde ve düzenlemeye aykırı hareket ettiği ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
İstinaf: Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi kararının özeti: Bölge Adliye Mahkemesince, davacının … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/223 Esas sayılı dosyasında yargılandığı, 19/08/2016 tarihinde gözaltına alındığı ve sonra tutuklandığı, 21/10/2016 tarihli son duruşmada tahliyesine karar verildiği, Toplu İş Sözleşmesi’nin 65/1.maddesinde “İşçi herhangi bir suçtan tutuklandığı ve tutukluluğu iş kanunundaki bildirim sürelerini aştığı takdirde iş sözleşmesini münfesih sayılır. Bildirim süresi kadar süren tutukluluk hallerinde tutuklu kalınan süreler kadar işçi ücretsiz izinli kabul edilir.”düzenlemesi bulunduğu, davacının işyerindeki çalışma süresine göre 8 haftalık İhbar süresi bulunduğu ve davacının 19.08.2016 tarihinden itibaren bahsedilen nedenle işe gelemediği gözetildiğinde, bu sürenin 14.10.2016 tarihinde dolduğu, dolayısı ile TİS’de ki düzenleme uyarınca henüz “tutukluluğu iş kanunundaki bildirim sürelerini aştığı” şeklinde ki koşulun yerine gelmediği, sürenin son günü itibari ile iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir
Temyiz: Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (IV) numaralı bendinde, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine devamsızlığın aynı Yasanın 17 nci maddesinde sözü edilen bildirim süresini aşması durumunda, işverenin derhal fesih hakkının olduğu hükme bağlanmıştır. Gözaltı veya tutukluluk süresi bildirim önellerini aşmadıkça, iş sözleşmesi işverence derhal feshedilemez. Bildirim önellerinin sözleşme hükmü ile arttırılmış olması halinde, değinilen maddenin uygulaması yönünden arttırılmış sürelerin dikkate alınması gerekir. Başka bir anlatımla işverenin derhal fesih hakkı ancak, tutukluluk süresinin arttırılmış ihbar önellerini aşması halinde ortaya çıkar. İşçinin gözaltına kaldığı veya tutuklu olduğu sürenin ihbar önelini aşması halinde, sözleşmeyi Yasanın değinilen 25/IV maddesi uyarınca fesheden işverenin, bildirim şartına uyma ve ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamakla birlikte, kıdem tazminatı ödemesi gerekir. İşyerinde uygulanan ve davacının yararlanma hakkı olduğu anlaşılan Toplu İş Sözleşmesi’nin 65/1.maddesinde “İşçi herhangi bir suçtan tutuklandığı ve tutukluluğu iş kanunundaki bildirim sürelerini aştığı takdirde iş sözleşmesini münfesih sayılır. Bildirim süresi kadar süren tutukluluk hallerinde tutuklu kalınan süreler kadar işçi ücretsiz izinli kabul edilir.” şeklinde düzenle bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/223 Esas sayılı dosyasında yargılandığı, 19/08/2016 tarihinde gözaltına alındığı ve sonra tutuklandığı, 21/10/2016 tarihli son duruşmada tahliyesine karar verildiği, davacının işyerindeki çalışma süresine göre 8 haftalık ihbar süresi bulunduğu ve davacının 19.08.2016 tarihinden itibaren bahsedilen nedenle işe gelemediği gözetildiğinde bildirim süresinin 14.10.2016 tarihinde dolduğu, fesih bildiriminin de ihbar süresinin dolduğu 14.10.2016 tarihinde işçiye gönderildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince; fesih bildiriminin işçiye gönderildiği tarih itibari ile gözaltı ve tutukluluk süresinin ihbar önelinden bir gün az olması nedeniyle ” bildirim süresi aşılmamış olduğundan” feshin geçersiz olduğu kabul edilmiş ise de; bu kabul dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Bildirim süresinin aşılmamış olması nedeniyle fesih tarihi itibariyle iş akdinin feshinin haklı nedene dayalı olduğundan söz edilemeyeceği açıktır. Ancak davacının fesih bildiriminin işçiye gönderildiği tarihe kadar geçen gözaltı ve tutukluluk süresi dikkate alındığında, işçinin bu kadar uzun süre işverene karşı olan işgörme borcunu yerine getirmemesi işyerinde olumsuzluklara yol açacağından feshin haklı nedene dayalı olmasa bile geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenler ile feshin geçerli nedene dayalı olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiş olması hatalı olduğu gibi davalının istinaf talebinin esastan reddedilmiş olması da hatalıdır. Belirtilen sebeplerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-… Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2017/852 Esas-2017/842 Karar Sayılı ilamı ile . … 2. İş Mahkemesi’nin 2016/271 Esas ve 2017/20 Karar Sayılı kararının BOZULARAK
ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hâzineye irad kaydına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 261,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin istinaf talebinin esastan reddine karar veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38443 E. , 2018/2243 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi
Nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair karar ile ilgili yapılan itirazın reddine dair verilen karar hükümlü müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümlü müdafiinin yargılamanın yenilenmesi talebini değerlendiren Bursa 2.Ağır Cezamahkemesince 13/06/2014 tarih, 2008/325 Esas, 2009/136 Karar, sayılı Ek Kararla yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedildiği, CMK’nın 318/3, 320 ve 321 maddeleri uyarınca verilen yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair kararın aynı yasanın 321/3 maddesi uyarınca itirazı kabil kararlardan bulunduğu, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair verilen karara karşı hükümlü müdafiinin itirazı üzerine, Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesince 16/07/2014 tarih ve 2014/862 D. İş sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiği, sonrasında bu karara karşı hükümlü müdafinin yaptığı temyiz isteminin de Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 20/10/2014 tarih ve 2008/325 Esas, 2009 Karar sayılı ek kararla reddedildiği anlaşılmakla, itiraz üzerine verilen Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesinin kararın kesin nitelikte olması nedeniyle temyizinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, hükümlü müdafiinin temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38436 E. , 2018/1725 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK’nun 157/1, 62, 52, 53/1-3, 207/1, 62, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, şikayetçi …’nın kimlik bilgilerini kullanarak sahte nüfus cüzdanı oluşturarak bu sahte belge ile telefon hattı satın almak suretiyle, dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; Nüfus Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan nüfus cüzdanı kullanılarak eylemin gerçekleştirildiğinin iddia olunması karşısında, dolandırıcılık eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik eyleminin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 56/2 delaletiyle 63/10 madde 2. cümleye muhalefet suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38435 E. , 2018/609 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik HÜKÜM : 1-Sahtecilik suçundan, TCK’nın 204/1-3 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2-Dolandırıcılık suçundan, TCK’nın 158/1-f-son, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Hükümlü hakkında talep edilen uyarlama yargılaması sonucunda sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından verilen mahkûmiyetine dair ek karar, hükümlü tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümlünün 24.06.2005 tarihli karara karşı eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, Bolvadin AğırCeza Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin verdiği 05.01.2017 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde; Hükümlünün yokluğunda verilen kararın, kendisine 06.07.2005 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, yasal süresi geçtikten sonra yapmış olduğu 02.01.2017 tarihli eski hale getirme ve buna bağlı temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38434 E. , 2018/2247 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52/2-4, 53 ve 204/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanığın yokluğunda verilip 29/06/2015 tarihinde usulünce tebliğ olunan 24/03/2015 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 04/04/2017 havale tarihli dilekçesi ile vaki temyiz talebinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 03/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38424 E. , 2018/1628 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşüldü; 16.09.2002 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38418 E. , 2018/1445 K.
“İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık, kamu malına zarar verme HÜKÜM : 1-Ceza tertibine yer olmadığına 2-TCK’nın 142/1-a-son, 35/2, 62 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen ceza tertibine yer olmadığına dair hüküm katılan vekili; nitelikli hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmü ise sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca, “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü de dikkate alınarak, tebliğname tarihinde uygulanması gereken 27/01/2017 gün ve 29961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/02/2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümüne ilişkin 20/01/2017 gün ve 2017/1 sayılı kararında yer alan Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü ortak hükümlerin 2. maddesindeki “Bu işbölümündeki düzenlemeler yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup temyiz incelemesi bu işbölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır” ile 4. maddesinde yer alan “Ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderilen işleri sonuçlandırır. İşin birden fazla dairece temyiz incelemesinin yapıldığı hallerde ise temyiz incelemesi işi daire dışına gönderen dairece yapılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olmuş bulunan dosyaların tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu işbölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır” şeklindeki düzenlemelerden, temyiz incelemesinin, dosyayı daha önceden bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderen daire tarafından değil, 2017/1 sayılı işbölümüne göre 13/12/2017 tarihli tebliğnamedeki suça bakma görevi hangi daireye ait ise o daire tarafından yapılacağının anlaşılmış olması karşısında; 13/12/2017 tarihinde düzenlenen tebliğnameye, hükmün konusuna ve Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesine göre temyiz incelemesinin Yüksek (13.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye TEVDİİNE, 28/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38416 E. , 2018/1191 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 43/1, 168/2, 52. maddeleri gereği mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38412 E. , 2018/1636 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan TCK.nın 157/1, 62, 52 maddeleri gereğince mahkumiyet Sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan TCK.nın 257/1, 62, 52 maddeleri gereğince mahkumiyet Sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan TCK.nın 257/1, 62, 53 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet hükmünün CMK’nın 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması Sanık … hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik karara karşı itiraz yoluna başvurulması sonucu ilgili mercii tarafından itirazın reddine karar verilmiş ve bu karara karşı da herhangi bir şekilde temyiz yasa yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, sanıklar … ve … müdafiinin temyiz talebi sonucunda, sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan, sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık …’nin katılan …’a ait … İlçesi-… Köyü-…mevkii … parsel nolu taşınmazla ilgili katılanın bilgi ve rızası dışında sahte kira sözleşmesi düzenleyip, suç tarihinde muhtar olarak çalışan … ve üye …’a onaylatıp… İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne verip doğrudan gelir desteği aldığının iddia edildiği somut olayda, sanığın suça konu eylemi nedeniyle haksız menfaat… İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden temin etmesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 158/1-e maddesinde düzenlenen “kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38407 E. , 2018/1359 K. “İçtihat Metni” Nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüsten sanık …’nun beraatine ilişkin İstanbul Anadolu 6. Ağır CezaMahkemesi’nin 08/10/2013 tarih, 2013/255 esas, 2013/340 karar sayılı kararının, Dairemizin 01/07/2015 tarih, 2015/10744 esas, 2015/27887 karar sayılı ilamı ile Dairemizin 27/05/2013 tarih, 2011/66046 esas, 2013/9737 karar sayılı bozma ilamında belirtilen eksik hususlar giderilmeden sanığın beraatine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, Bozmadan sonra, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu; adı geçen mahkemenin 01/06/2017 tarih, 2017/50 esas, 2017/198 karar sayılı kararı ile direnme kararı verildiği anlaşılmış olmakla, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin. 3. fıkrası gereğince dairemize gelen dosya incelenerek gereği düşünüldü; İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin direnme kararı uygun görülmediğinden REDDİNE, Direnme kararının incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurul Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38402 E. , 2018/1194 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53/1-2-3, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 21/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38400 E. , 2018/1236 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-c, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü. 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanığın 16.02.2009 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin 09.06.2009 tarih, 2007/92 E, 2008/406 K sayılı ek karar kaldırılarak ve daha önce adli merciilerce usule uygun olarak herhangi bir tebligat yapılmayan adreslere doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatların geçersiz olduğu, sanığın temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Şikayetçi … ‘in kendisine ait işyerini yeğeni olan 12 yaşındaki …’e emanet edip cuma namazı için camiye gittiği sırada, sanığın suça konu işyerine gelip, mağdur … ‘e toptancıdan geldiğini, işyerinde bulunan cihazları yenisi ile değiştireceğini söyleyerek dört adet uydu sistemleri cihazını … plaka sayılı araca yükleyip götürdüğü olayda; Ceza Genel Kurulu’nun 2014/15-90 Esas ve 2015/511 Karar sayılı ilamında da bahsedildiği üzere ceza sorumluluğu olmayan 12 yaşını bitirmemiş mağdurun hareketlerinin anlam ve sonuçlarını bilemeyecek durumda olduğunun kanunen kabul edilmesi karşısında, suç tarihinde henüz 12 yaşını bitirmeyen mağdur … ‘in iradesinin sakatlanacağından bahsedilmeyeceği gözetilip sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi gereğince hüküm kurulması gerekirken suçun vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanunun 158/1-c maddesi gereği hüküm kurulması, Kabule göre de; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi gereğince cezamiktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38399 E. , 2018/4539 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik (değişen suç vasfına göre özel belgede sahtecilik) HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 43/1, 62, 52/2, 53 ve 207/1, 43, 62, 53. maddeleri (ikişer kez)
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen hükümle ilgili olarak yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanığın temyizi öğrenme üzerine ve süresinde kabul edilerek, temyiz isteminin reddine ilişkin 13/01/2017 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede, Sanığın, katılan …, … ve … isimli şahısların nüfus cüzdanlarını ele geçirip açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen…ve temyiz dışı sanık …’nın fotoğraflarını yapıştırmak suretiyle sahte olarak oluşturduğu bu kimliklerle yanında … olduğu halde 18/02/2010 tarihinde şikayetçi …’in mağaza müdürlüğünü yaptığı … Alışveriş Merkezi isimli işyerine gittiği, bu iş yerinden toplam değeri 673 TL olan elektrikli süpürgesi ve yıkama makinesi satın alıp karşılığında bono düzenledikleri, bonoyu kefil olarak … kimliğini kullanan …’nın, borçlu olarak ise sanık …’in imzaladığı, 01/03/2010 ve 10/03/2010 tarihlerinde sanık …’in fikir ve eylem birliği yaptığı temyiz dışı sanık … aynı mağazaya bu kez tek başına giderek yine kendisini sahte kimlikle tanıtmak suretiyle bir adet ütü satın aldığı ve karşılığında … adıyla 369 TL bedelli bir adet bono daha imzaladığı; 25/05/2010, 28/05/2010, 05/06/2010 tarihlerinde ise şikayetçi …’in sahibi olduğu … Alışveriş Merkezi isimli iş yerine temyiz dışı sanık … … ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen… ile giden sanık …’in sırasıyla halı yıkama makinesi, buharlı ütü, epilasyon cihazı, fritöz, elektrikli süpürge, buzdolabı ve televizyon satın aldığı, karşılığında sözleşme ve bonolar imzaladığı, bu sözleşme ve bonolara temyiz dışı sanık …… ve …’in katılan … ve …’nin ismiyle kefil sıfatıyla imza attıkları ve bu şahısların bilgilerini taşıyan sahte nüfus cüzdanlarını kullandıkları, sanık … bu suretle zincirleme şekilde iki ayrı şikayetçiye karşı iki kez nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, tüm dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararlarına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 12/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38392 E. , 2018/3245 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : 1-TCK’nın 158/1-e-son, 52/2, 53/1 ve 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet 2-TCK’nın 204/1, 53/1 ve 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet 3-TCK’nın 207/1, 53/1 ve 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet (3 kez) 4-TCK’nın 158/1-d, 52/2, 53/1 ve 58/6-7. maddeleri gereğince mahkumiyet (2 kez)
Sanığın nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde, bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, sanık hakkında Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30/01/2015 tarih ve 2012/43 E, 2013/480 K sayılı ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, öncelikle sorgusunda bildirmiş olduğu adresine tebligat çıkarılmaksızın doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşılmakla, sanığın 20/01/2015 tarihli temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Gerekçeli karar başlığında “30/03/2009” olarak yanlış gösterilen suç tarihinin “02/09/2005, 07/09/2005, 27/09/2005 ve 30/12/2005” olarak mahallince düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Sanığın, müşteki …’un kimlik bilgilerini içeren ve aslı ele geçirilemeyen sahte nüfus cüzdanını kullanarak…Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün… vergi sicil numarası ile … adına…Mobilya ve Dayanıklı Tüketim Malları Toptan Ticaret isimli iş yerini açtığı ve 07/09/2005 tarihinde bu iş yerinin mükellefiyet kaydını yaptırdığı, şirkete ait vergi borcunu ödemeyerek kurumu zarara uğrattığı, yine aynı sahte kimlikle … şubesine başvurarak kurduğu şirket adına çek hesabı açtırdığı, ayrıca aynı sahte kimliği kullanarak …ve…’dan telefon hatları çıkarıp bu hatlar ile görüşme yaptığı, ancak fatura bedellerini ödemediği iddia edilen olayda; 1-TCK’nın 158/1-d maddesi gereğince verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde; Sanığın, müştekinin kimlik bilgilerini içeren sahte nüfus cüzdanı ile iki ayrı gsm şirketinden telefon hatları alarak fatura bedellerini ödememesi şeklindeki eylemlerinin, TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 2-Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde; Sanığa yüklenen sahtecilik suçlarının gerektirdiği cezaların miktar ve nev’i nazara alınarak, 02/09/2005, 07/09/2005, 27/09/2005 ve 30/12/2005 olan suç tarihlerinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 3-TCK’nın 158/1-e maddesi gereğince kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Sanığın, müşteki …’un kimlik bilgilerini içeren ve aslı ele geçirilemeyen sahte nüfus cüzdanını kullanarak… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi sicil numarası ile kurduğu …Mobilya ve Dayanıklı Tüketim Malları Toptan Ticaret Şirketi ile elde ettiği haksız kazancın devlete olan vergi borçları olarak kabul edilmesi, bunun dışında gerçek ya da tüzelkişilere yönelik olarak haksız menfaat elde ettiğine veya teşebbüs ettiğine dair bir iddia ve kabulün bulunmadığının anlaşılması ve sanık hakkında bu şirket nezdindeki faaliyetleri nedeni ile 213 Sayılı VUK’nun 359/a-2. maddesine muhalefet eylemleri nedeni ile Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/558 esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapılarak, mahkeme tarafından verilen beraat hükmünün Yargıtay 21. Ceza Dairesi’nin 31/01/2017 tarih ve 2016/1957 E, 2017/388 K sayılı ilamı ile bozulup mahalline gönderilmesi karşısında, Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu dosyası getirtilip incelenerek, aradaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle bulunduğu aşama itibarı ile birleştirilmesi mümkün olduğu takdirde bu dosyayla birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde dosyada bulunan evrakların onaylı suretlerinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine alınarak incelenmesi ve sanığın eyleminin bir bütün halinde 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi kapsamında düzenlenen suçun yasal unsurlarını oluşturup oluşturmadığı tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik ve TCK’nın 158/1-e maddesi gereğince verilen nitelikli dolandırıcılık suçlarına yönelik bozma ve düşme kararı verildiğinden bunlara ilişkin infazının durdurulmasına, sanık başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse TAHLİYESİNE, bu suçlardan derhal salıverilmesi için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına, 09/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38381 E. , 2018/1761 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f-son, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesine göre karar tarihi itibariyle temyiz süresinin 15 güne çıkarıldığı, sanığın 31.10.2017 tarihinde yüzüne tefhim edilen kararı 08.11.2017 tarihinde temyiz ettiği, bu nedenle sanığın temyiz talebinin süresinde olduğu belirlenip, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeksizin ek kararın kaldırılarak yapılan incelemede; Katılan …’in … palaka sayılı aracı 23.07.2005 tarihinde temyiz dışı sanık …’a sattığı, karşılığında … Şubesi’ne ait keşidecisi … Turizm Altyapı ve Yan. His. Tic. Ltd. Şti., keşide tarihi 10.08.2005 olan, 15.000,00 TL bedelindeki suça konu çeki aldığı, vade tarihi geldiğinde temyiz dışı sanık …’ın katılanı arayıp banka hesabında para olmadığını, 10 gün sonra ödeme yapabileceğini söylediği, fakat 10 gün sonra da ödeme yapmayınca katılanın …Şubesi’ne gittiği, yetkililerin söz konusu çekin daha önce kullanılmış sahte çek olduğunu bildirdikleri, temyiz dışı sanık suça konu çeki kendisini … olarak tanıtan sanık …’e sattığı … plaka sayılı, 2000 model, gümüş renkli,… marka araç karşılığında aldığını beyan ettiği, çekte birinci ciranta olarak görünen… isminin altındaki telefon numarasından kendisini …olarak tanıtan kişinin sanık… olduğunun tespit edildiği, … Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğü’nün 08/03/2011 tarihli raporunda suça konu çekin ön yüzünde bulunan yazılar ve keşideci imzası ile arka yüzündeki birinci ciranta olarak görünen … ismi ile telefon numarasının sanık …’ün eli ürünü olduğunun tespit edildiği, temyiz dışı sanık …’ün sanığı fotoğraflarından teşhis ettiği olayda nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 15/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38380 E. , 2018/599 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanık hakkında; 1- Dolandırıcılık suçundan, 158/1-f-son, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet 2- Sahtecilik suçundan, TCK’nun 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 31.01.2012 tarih ve 2010/141-2012/34 sayılı kararın daha öncesinde temyiz incelemesine konu olduğu ve Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 23.11.2015 gün ve 2015/3556-6987 sayılı ilamıyla hükümlerin onanmasına karar verildiği anlaşılmakla, aynı hükümlerle ilgili olarak yeniden temyiz incelemesi yapılması mümkün olmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38375 E. , 2018/1349 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK’nun 158/1-d, 52/2-4, 53/1, 58/6 ve 207/1, 53/1, 58/6 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından hükümlünün mahkumiyetine ilişkin hüküm, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümlü ve müdafiinin yokluğunda verilen 14/05/2014 tarihinde verilen hüküm, müdafiinin bizzat kendisine 11/08/2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, hükümlünün bu hükmü 1412 sayılı CMUK’nın 310/1 maddesinde belirlenen bir haftalık süre geçtikten sonra, 27/03/2017 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38353 E. , 2018/1002 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme
Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, sanıklar hakkındaki kamu davasının sanıkların ölümü nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38346 E. , 2018/1355 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : a) Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraat b) Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat c) Sanık … hakkında TCK’nın 204/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık …’nın beraatine, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık …’ün beraatine ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler katılan vekili; sanık …’ün resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan …’nun aracından çalınan çeki ele geçiren sanık …’ün 11.450 TL bedelli olarak doldurduktan sonra aralarında ticari ilişki bulunan sanık …’ya önceden doğmuş borcuna karşılık verdiği, sanık …’nın ise bu çeki katılan …’den aldığı mal karşılığında kullandığı, sanıkların bu suretle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, tüm dosya kapsamına göre mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ve sanık …’ün temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38338 E. , 2018/1464 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 158/1-f, 62, 52, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, sanığın 05.09.2017 tarihli dilekçe içeriği dikkate alınarak, Mahkemenin sanık hakkında eski hale getirme ve temyiz talebinin reddine ilişkin verdiği 15.09.2017 tarihli, talebinin reddine ilişkin ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede, Sanığın yokluğunda verilen 19.01.2016 tarihli hükme dair gerekçeli kararın, sanığın en son adresi olan … Mahallesi … sk. No … iç kapı no: 114 Esenyurt -İstanbul adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre tebliğe çıkarıldığı ve usulüne uygun şekilde 09.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın usule uygun tebliğin ardından 5320 sayılı kanun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 310/1-2 maddesindeki 1 haftalık süre geçtikten sonra 05.09.2017 tarihinde, eski hale iade ve temyiz başvurusunda bulunduğu, hüküm fıkrasındaki yasa yolu bildirimin de 5271 sayılı CMK.nun 232/6 madde ve fıkrasına uygun olduğu anlaşılmakla, sanığın talebinin 1412 sayılı CMUK’un 317. Maddesi gereğince REDDİNE, 28/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38337 E. , 2018/1192 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 207/1, 62, 50/1-a, 52 maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkumiyetlerine dair hükümler sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 20/01/2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararının Yargıtay CezaDaireleri işbölümünü düzenleyen II nolu bölümün, ortak hükümler başlığının 4. bendinin 2. fıkrasında, “Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları mevcut halleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır” hükmüne yer verilmiştir. İncelenen dosya içeriğine ve temyizin kapsamına göre; 17/02/2010 tarihli iddianamede sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılması talebi ile kamu davası açıldığı ve Ankara 7.Ağır Ceza Mahkemesi 13.12.2010 tarih 2010/93E., 2010/396K. Sayılı ilamı ile her iki sanık hakkında ayrı ayrı müsned suçlardan beraat hükmü verildiği, yapılan temyiz incelemesi üzerine Yargıtay 15.CD 21.04.2015 tarih ve 2013/10979E., 2015/24089 K. sayıl ilamı ile sanıklar hakkında dolandırıcılıktan kurulan beraat hükümlerinin onanmasına, belgede sahtecilikten kurulan beraat hükümlerinin ise bozularak mahallerine gönderildiği, bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde sanıklar hakkında tek ve sadece resmi belgede sahtecilikten mahkumiyet hükümleri kurulduğu ve bu mahkumiyet hükümlerinin temyiz edildiği anlaşılmakla, Mahkumiyet kararındaki nitelendirme tebliğname tarihine göre 2017 yılına ait işbölümü ve temyizlerin kapsamına göre; temyiz kapsamı ve Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (11.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye TEVDİİNE, 21.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38334 E. , 2018/1137 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca, “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü de dikkate alınarak, tebliğname tarihinde uygulanması gereken 27.01.2017 gün ve 29961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümüne ilişkin 20.01.2017 gün ve 2017/1 sayılı kararında yer alan Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü ortak hükümlerin 2. maddesindeki “Bu işbölümündeki düzenlemeler yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup temyiz incelemesi bu işbölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır” ile 4. maddesinde yer alan “Ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderilen işleri sonuçlandırır. İşin birden fazla dairece temyiz incelemesinin yapıldığı hallerde ise temyiz incelemesi işi daire dışına gönderen dairece yapılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olmuş bulunan dosyaların tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu işbölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır” şeklindeki düzenlemelerden, temyiz incelemesinin, dosyayı daha önceden bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderen daire tarafından değil, 2017/1 sayılı işbölümüne göre 17/12/2017 tarihli tebliğnamedeki suça bakma görevi hangi daireye ait ise o daire tarafından yapılacağının anlaşılmış olması karşısında; 17/12/2017 tarihinde düzenlenen tebliğnameye,hükmün konusuna ve Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesine göre temyiz incelemesinin Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye TEVDİİNE 20/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38332 E. , 2018/1852 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : … Bankası’na yönelik eyleminden; 765 sayılı TCK’nın 504/1, 522, CMK’nın 307/4 maddeleri gereğince mahkumiyet … Bank’a yönelik eyleminden; 765 sayılı TCK’nın 504/1, 522, CMK’nın 307/4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan hükümlü hakkında talep edilen uyarlama yargılaması sonucunda verilen mahkumiyet hükümleri, hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Hükümlü hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonunda, Ankara 7. Ağır CezaMahkemesi’nin 28/05/1997 tarih, 1995/296 E ve 1997/78 K sayılı kararı ile 765 sayılı TCK’nın 504/1, 522 maddeleri gereğince hükümlünün neticeten …Bankası’na yönelik eyleminden 2 yıl 4 ay ağırhapis ve 26.741.700 lira ağır para cezası, …Bank’a yönelik eyleminden ise 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 35 milyon lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince hükümlerin onanarak kesinleştiği, infaz aşamasında iken 5237 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca uyarlama talebinde bulunulduğu, bu kez mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılarak 20/06/2005 tarihli ek karar ile 5237 sayılı yasanın lehe olmadığı gerekçesiyle hükmün infazına karar verildiği, hükmün hükümlü … müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 30/01/2006 tarih, 2005/11933 E, 2006/282 K sayılı kararı ile duruşma açılmadan ve kesinleşmiş hüküm ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili hükümlerinin olaya uygulanmaksızın, denetime imkan verecek şekilde sonuçların karşılaştırılıp lehe hüküm belirlenmeden karar verilmesi gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, mahkemenin bozmaya uyarak yapmış olduğu uyarlama yargılaması sonucunda; 5237 sayılı TCK’nın lehe olduğu gerekçesiyle verilen 25/07/2006 tarihli hükümlerin hükümlü müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 11/02/2009 tarih, 2008/20338 E, 2009/787 K sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca, meydana gelen zararın fahiş oluşu nazara alınarak, yasal tanımda yer alan alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın tayini gerektiğinin gözetilmemesi, 5237 sayılı TCK.nun 55.maddesi gereğince kazanç müsaderesinin, ancak suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların suçun mağduruna iade edilememesi halinde mümkün olduğu gözetilmeden yazılı şekilde müsaderesine hükmolunması, 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca alt soy üzerindeki 1. fıkranın c bendinde yer alan hak yoksunluğunun koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesi gereğince, “dolandırıcılık” suçları yönünden hükümlü hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının” takdir ve tayininde zorunluluk bulunması sebepleriyle hükümlerin bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmadan sonra 14/05/2009 tarihli hüküm ile hükümlünün mahkumiyetine karar verilmiş, hükmün hükümlü … katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 23/06/2016 tarih ve 2016/403 E, 2016/5920 K sayılı karar ile “mahkemenin hükümlü hakkındaki 25.07.2006 tarih ve 2006/113 Esas, 2006/271 Karar sayılı kararı, Dairemizin 11.02.2009 gün ve 2008/20338 esas, 2009/787 karar sayılı ilamı ile aleyhe bozulduğu halde 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 326. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hükümlüden bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması” gerekçesiyle hükmün tekrar bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın somut olaya uygulanmasından sonra, 765 sayılı TCK’nın hükümlü lehine olduğu şeklindeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, hükümlünün yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 28/05/1997 tarihli hüküm ile nitelikli dolandırıcılık suçundan hükümlünün 765 sayılı TCK’nın 504/1, 522 maddeleri gereğince neticeten … Bankası’na yönelik eyleminden 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 26.741.700 lira ağır para cezası,… Bank’a yönelik eyleminden ise 2 yıl 4 ay ağır hapis ve 35 milyon lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verildikten sonra, 5237 sayılı Kanun ile hükümlü lehine bir düzenleme getirilmediğinin kabul olunması karşısında; önceki kesinleşmiş mahkumiyet hükmündeki “ağır para cezasının”, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5. maddesi gereğince “para cezasına”, “ağır hapis cezasının” ise aynı kanunun 6. maddesi gereğince “hapis cezasına” dönüştürülerek önceki hükmün aynen infazına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesi gereğince, hüküm fıkralarının “5252 sayılı Kanun’un 5. ve 6. maddeleri de gözetilerek kesinleşmiş 28/05/1997 tarih, 1995/296 E ve 1997/78 K sayılı ilk hükümdeki ağır para cezalarının para cezasına, ağır hapis cezalarının ise hapis cezasına dönüştürülmesi suretiyle hükümlerin aynen infazına” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38318 E. , 2018/1573 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK’nın 204/1, 62, 53/1-2-3 ve CMUK’nın 326/son maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 27/01/2017 gün ve 29961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/02/2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü ortak hükümlerin 2. maddesindeki “Bu işbölümündeki düzenlemeler yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup temyiz incelemesi bu işbölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır”, 4. maddesinde ise “ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderilen işleri sonuçlandırır. İşin birden fazla dairece temyiz incelemesinin yapıldığı hallerde ise temyiz incelemesi işi daire dışına gönderen dairece yapılır….Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olmuş bulunan dosyaların tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu işbölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır” şeklindeki düzenlemeye yer verildiği, Bu kapsamda; iş bölümünün 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği ve 4. maddesinin birinci cümlesi uyarınca, bir dairenin iş bölümüne göre gerçekte bakma görevinde olmayan bir işe bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına göndermesinden dolayı yeniden bakma zorunluğunun ancak maddede de belirtildiği üzere 2017/1 sayılı iş bölümünün yürürlüğe girdiği tarihten önce daireye gelmesi diğer bir ifade ile tebliğnamesinin anılan tarihten önceye ait olması gerektiği, zira tebliğnamenin 2017/1 sayılı iş bölümünün yürürlüğe girdiği 01.02.2017 tarihi ve sonrası olması halinde ise maddenin devamında yer alan “Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olmuş bulunan dosyaların tekrar Yargıtaya gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu işbölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır” şeklindeki düzenleme uyarınca temyiz incelemesinin, dosyayı daha önceden bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderen daire tarafından değil 2017/1 sayılı işbölümüne göre tebliğnamedeki suça bakma görevi hangi daireye ait ise o daire tarafından yapılacağının kararlaştırılmış olduğu, İncelenen dosya içeriğine göre; İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04.07.2011 tarih ve 2010/151 E, 2011/197 K sayılı kararı ile sanık hakkında verilen hükümler, Yargıtay 23. Ceza Dairesi’nin 12/10/2015 tarih ve 2015/3529 E, 2015/4958 K sayılı kararı ile bozularak mahalline gönderilmiş olup yeni verilen hükmün dairemizin görev alanında olmadığı, tebliğname tarihinin de 15/12/2017 olduğunun anlaşılması karşısında, Tebliğname tarihine, hükmün ve temyizin kapsamına, 2017/1 sayılı iş bölümüne ve Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesine göre temyiz incelemesinin Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye TEVDİİNE, 07/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38317 E. , 2018/1419 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanık hakkında; TCK’nun 204/1, 43/1, 62, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 04/02/1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliği ile Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 20/01/2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II nolu bölümün, ortak hükümler başlığının 5. bendinde “Ceza dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde; mahkeme hükmündeki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” hükmüne yer verilmiş olunması karşısında; 17/01/2014 tarihli hükümde, sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesi gereğince resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve tebliğname tarihinin de 15/12/2017 olduğu anlaşılmakla, Mahkumiyet hükmündeki nitelendirme ve temyizin kapsamına göre; Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye TEVDİİNE, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38316 E. , 2018/1999 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK’nın 204/1, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 09/12/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38285 E. , 2018/1017 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanık … hakkında; Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK.nın 204/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Sanık … hakkında; Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK.nın 204/1, 62/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK.nın 158/1-f, 168/1, 62/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık …’in resmi belgede sahtecilik suçundan, sanık …’nin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık …’nin yokluğunda kurulan hükmün, vasisine tebliğ edildiği ancak vasinin hükmü temyiz etmediği, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 11. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen bizzat sanığa yapılması icabeden bir tebligat niteliğinde olduğu, bu nedenle adı geçen sanığın öğrenme üzerine 09.05.2013 tarihli temyiz dilekçesi ile hükmü süresinde temyiz ettiği belirlenerek, her iki sanık yönünden kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelenmesinde; Sanık … ve temyiz dışı sanık …’ın katılandan satın aldıkları yalıtım malzemesi karşılığında daha önceden sanık …’den aldıkları 25/01/2011 keşide tarihli ve 16.000 TL bedelli sahte çeki verdikleri, malların bir kısmını teslim alıp geri kalanını da daha sonra götürmek üzere ayrıldıkları, katılanın bu süreçte suça konu çeki bankaya sorup sahte olduğunu öğrenmesi nedeniyle sanıkların geri kalan malı teslim almaya geldiklerinde alışverişten vazgeçtiğini bildirerek polis çağırması üzerine sanıkların daha önce teslim aldıkları malları katılana iade ettiklerinin iddia edildiği somut olayda, dosya kapsamında alınan ifadeler ve raporlara göre sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek üzerlerine atılı suçlar işlediklerine ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık …’in suça konu çeki el yazısının güzel olması nedeniyle diğer sanıkların kendisine doldurttuklarına ilişkin temyiz itirazları ile sanık …’nin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38275 E. , 2018/1685 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 157/1, 52, 53. maddeleri gereği mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin gerekçeli kararın sanığa 23.08.2010 tarihinde tebliğ edildiği ancak bu tarihte sanığın … Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu, sanığın Ceza İnfaz Kurumu idaresince yapılan karar tebliği sonrasında süresi içerisinde temyiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından, sanığın temyizi öğrenme üzerine ve süresinde kabul edilerek yapılan incelemede, Temyiz dışı sanık …’ın çalıntı ve çenç olan… plaka sayılı aracı satması için sanığa getirdiği, sanığın da çalıntı ve çenç olduğunu bildiği aracı alıp, aracın tescilini de kendi üzerine yaptırdıktan sonra … açık oto pazarında anlaştığı katılana noterde sattığı, bu satıştan 300 YTL komisyon aldığı, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda; Sanığın gerçeği yansıtmayan … plakalı araca ait trafik tescil belgesini kullanarak atılı suçu işlediği iddia olunan eylemin, kamu kurum ve kuruluşlarından Emniyet Genel Müdürlüğünün maddi varlığı olan belgenin kullanılmış olması nedeniyle, TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır CezaMahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu; Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38269 E. , 2018/4825 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma HÜKÜM : 1-Sanıklar …, …, … ve … haklarında TCK’nun 257/2, 43/1, 62, 51/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2-… hakkında TCK’nun 155/2, 43/1, 62, 51/1 ve 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet Görevi kötüye kullanma ve güveni kötüye kullanma suçlarından sanıkların mahkûmiyetine ilişkin hükümler, tebliğnamede her ne kadar katılan … Holding A.Ş.’nin hükmü temyiz ettiği belirtilmiş ise de; Uyap kayıtlarında ve dosyanın fiziken tetkikinde katılana ait temyiz dilekçesine rastlanılmadığından, katılanın temyizin olmadığı kabul edilerek, sanık … müdafii, sanık … müdafii, sanıklar … ve … müdafiileri, sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklardan …, …, … ve …’in … Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğünde akaryakıt teslim komisyonunda memur statüsünde, sanık … …’nın ise işçi statüsünde aynı işletmede akaryakıt istasyon sorumlusu olarak çalıştığı, akaryakıt tesellüm komisyonunda görev yapan sanıkların bizzat tartımda bulunmayarak, tartımdaki kantar fişlerini bizzat almayarak, her seferinde firma ve şoförlerinin insiyatifine göre tankerin belirli bölmesinden numune alarak görevlerinin gereklerine aykırı hareket ederek kamunun zararına neden olmak suretiyle görevlerini kötüye kullandıkları; işçi sıfatı ile çalışan İsa’nın ise akaryakıt istasyon sorumlusu olarak hizmet ilişkisi nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda, Suça konu akaryakıt ihalesine ilişkin olarak edimin ifasına fesat karıştırmak, nitelikli dolandırıcılık vs. suçları nedeniyle diğer kişiler hakkında, Samsun 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/65 E. (bozma sonrası 2018/665 E.) sayılı dosyasında kamu davasının açıldığı ve yargılamanın halen devam ettiği, inceleme konusu dosyamızdaki sanıkların eylemi ile yukarıda bahsedilen mahkeme dosyasındaki diğer sanıkların eylemleri arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması, bu nedenle yargılamanın birlikte yapılması gerekmesi karşısında, temyiz incelemesine konu davanın yukarıda bahsedilen dava ile birleştirilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilip belirlenmesi gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38267 E. , 2018/263 K. “İçtihat Metni”
Dolandırıcılık suçundan sanık …’nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 6 ay hapis ve 1.200,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.07.2013 tarihli ve 2012/744-2013/355 sayılı kararının infazı sırasında, hükümlü müdafi tarafından yapılan 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerinden faydalanma talebinin reddine ilişkin anılan mahkemenin 27.12.2016 tarihli ve 2012/744-2013/355 sayılı ek kararına karşı hükümlü tarafından yapılan itirazın reddine dair mercii Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.01.2017 tarihli ve 2017/15 değişik iş sayılı kararı aleyhine, yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28.11.2017 gün ve 94660652-105-51-8578-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.12.2017 gün ve 2017/67621 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.10.2007 tarihli ve 2007/4-200-2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesindeki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, hükmün infazının durdurularak 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma, sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle, mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da, fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi cezahukukunu da ilgilendirmesi nedeniyle kesinleşmiş kararlar yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında; itirazın bu nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.01.2017 tarih ve 2017/15 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, hükümlü, bu suçtan cezaevine alınmışsa, İNFAZIN DURDURULMASINA, BAŞKA SUÇTAN TUTUKLU VEYA HÜKÜMLÜ DEĞİLSE BU SUÇTAN DERHAL TAHLİYESİ İÇİN İLGİLİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA MÜZEKKERE YAZILMASINA, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38260 E. , 2018/3517 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olmak HÜKÜM : 1- Sanıklar … ve … hakkında katılan …’a karşı işledikleri iddia olunan dolandırıcılık suçundan beraat 2- Sanık … hakkında katılan …’a karşı işlediği iddia olunan dolandırıcılık suçundan beraat 3- Tüm sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olmak suçlarından ayrı ayrı beraat 4- Sanıklar …, … ve… hakkında katılan … …’e yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 5- Sanıklar …, …,… ve … hakkında katılan …’a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 6- Sanıklar …, … ve… hakkında katılan …’a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 7- Sanık … hakkında katılan ……’ya yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyet 8-Sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 9- Sanıklar …, … ve … hakkında katılan …’na yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 10-Sanıklar … ve … hakkında katılan …’a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 11- Sanık … hakkında katılan …..’a yönelik dolandırıcılık suçundan TCK’nın 157/1,62, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından beraatına ilişkin hükümler ile sanıklar … ve …’un katılan …’a, sanık …’ın ise katılan …’a karşı dolandırıcılık suçlarından beraatlarına ilişkin hükümler katılanlar vekili tarafından; sanıklar …, …, …, …, … ve …’ın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılanlar vekili ile sanık … ve müdafii, sanık … müdafii, sanıklar …, …, … ve sanık … müdafii tarafından; sanık …’nun dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler ise sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; İnceleme konusu mahkeme kararına ilişkin olarak hazırlanan tebliğnamede, her ne kadar mahkemece verilen kararın “Direnme” kararı olduğu belirtilmiş ise de, Dairemizin 22/09/2011 tarih ve 2011/10149 E, 2011/1721 K sayılı bozma ilamı sonrasında mahkemece yapılan yargılamada bozma ilamına uyulduğunun açıkça belirttiği ve bu bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, bozma kararında tartışılması gereken hususlar tartışılıp, bu kez farklı gerekçelerle daha önce verilen kararın aynısının verildiği, yine mahkemenin kararında Yargıtay ilamına karşı direnildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin olmadığı, netice itibari ile mahkemece verilmiş herhangi bir direnme kararı bulunmadığı, hükümlerin bozma ilamı sonrasında verilen yeni bir karar olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle araçlarını satan katılanlara kendilerini iş sahibi olarak tanıtıp, araçlara müşteri oldukları, ödemeleri kendilerine gelecek olan banka havalesi ile yapacaklarını söyledikten sonra, araç sahiplerini kapanış saatine yakın bir saatte notere götürdükleri, burada noter kapanmadan araç satışını yapmayı, parayı da havale geldiği zaman ödemeyi teklif ettikleri, bu şekilde aldattıkları araç sahiplerinden araçların kati satışını veya satış yetkisi içeren vekaletnameyi aldıktan sonra, havalede bir gecikme olduğunu, para geldiği zaman ödeme yapacaklarını belirtip güven telkin etmek amacıyla araç değeri miktarında senet verdikleri, ancak senet üzerindeki adreslerin uydurma adresler olup senetlerin tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, bu şekilde hileli hareketlerle temin ettikleri araçları oto galerilerine veya tanıdıkları kişilere noterden satış vererek devrettikleri, sanıklardan …, … ve …’ın olayları organize ettikleri, diğer sanıkların ise bunlara bağlı çalıştıkları, bu şekilde sanıkların suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt faaliyeti kapsamında katılanlar …, …, …, …, …, …, … ve …’a karşı atılı dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olayda; A- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; 1- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; Ceza Genel Kurulu’nun 19/02/2013 gün ve 2012/6-1490 E. 2013/59 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, katılanlar …, … ve …’ın “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve kurulan örgüte üye olmak” suçlarından doğrudan zarar görmeleri nedeniyle davaya katılma ve temyiz haklarının bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Suç örgütü kurma ve örgüte üye olmak suçları her hangi bir suçun doğal sonucu değildir. Bu suç ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Bu nedenle atılı suça ilişkin delilerin ortaya konulması ve hangi delillere dayanılarak suç örgütü kurulduğunun ve örgüte üye olduğunun tesbiti gerekir. Örgüt, her biri ayrı ayrı belirlenmemiş birden fazla (soyut sayıda) suç işlemek üzere oluşturulan suç ortaklığıdır. Örgüt, soyut birleşme olmayıp, yapısında hiyerarşiyi yani ast-üst ilişkisinin, emir komuta ilişkisinin hâkim olduğu oluşumu ifade eder. Bu suçların yapısında süreklilik olduğu için, aynı zamanda ‘mütemadi suçlar’ grubunda sayılmaktadırlar. Genel olarak ‘örgütlü suç’ ise, birden fazla kişinin hiyerarşik düzeyde, disiplinli, sürekli, kamu düzenini bozduğu varsayılan, aynı amaca yönelik suçları işlemek için oluşturulan örgütün işlediği suç/suçlardır.(Özek 1998/195) Örgüt, soyut bir birleşme değildir; bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hâkimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanıklar arasında süreklilik gösterecek şekilde bir ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği, sanıklardan … dışındaki sanıkların bazen sadece bir olayda, bazen bir kaç olayda yer aldıkları, sanıklar arasında hiyerarşik ilişkiyi belirleyecek en önemli delillerden bir tanesinin tape kayıtları olduğu; ancak dosyada teknik takip yapılmadığından bu yönde herhangi bir delilin mevcut olmadığı, olay sayısının çokluğu göz önüne alınarak ve buradan yola çıkmak suretiyle iştirak boyutunu aşacak nitelikte hiyerarşik ilişkinin varlığından bahsetmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. 2- Sanıklar …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; Sanık …’ın, katılan …’a yönelik; sanıklar … ve …’un ise katılan …’a yönelik dolandırıcılık suçlarına iştirak ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin her iki bentteki hükümlerin ONANMASINA, B- Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde; Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili, sanık … müdafii, sanık … ve müdafii, sanık … ve müdafii, sanık … müdafii, sanıklar …, … ve …’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 16/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38244 E. , 2018/1926 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Dosyanın incelenmeksizin Tekirdağ 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne iadesine ilişkin
Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, müdafiinin istinaf talebinde bulunmasından sonra, sanığın istinaf talebinden vazgeçmesi ve sonrasında tekrar istinaf talebinde bulunması üzerine “istinaftan vazgeçmeden vazgeçilemeyeceği gerekçesiyle dosyanın incelenmeksizin Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iadesine” ilişkin karar, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık … ve müdafiinin yüzüne karşı tefhim olunan 11/08/2016 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, sanık müdafii tarafından 15/08/2016 havale tarihli dilekçesiyle süresinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, sanığın 01/09/2016 tarihli dilekçeyle “tarafıma verilen cezanın temyiz edilmeyip, onanması…” talebini içeren kanun yoluna başvurmadan vazgeçme niteliğindeki dilekçeyi vermesinden sonra cezaevi idaresi kanalı ile yazılmış 04/10/2016 tarihli dilekçe ile bu kez “kararı temyiz etmek istediğini” belirttiği, “Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan istinaf kanun yoluna başvurma ve bundan vazgeçme (feragat) hükümlerini kullanabilme ehliyetine sahip olduğundan ve 5271 sayılı CMK’nın 266/3. maddesindeki müdafiinin iradesine üstünlük tanınması gerektiğine ilişkin istisna hali de söz konusu olmadığından sanığın istinaftan vazgeçmesi geçerli olup, “istinaftan vazgeçmeden vazgeçemeyeceği” anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne İADESİNE” ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’nin 2016/38-2016/34 esas-karar sayılı kararının sanık tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla; İstinaftan vazgeçmeden vazgeçilemeyeceği kararının kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla, sanığın temyiz talebinin 5271 sayılı CMK’nın 266/1 ve 298. maddeleri uyarınca REDDİNE, 21/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38243 E. , 2018/2338 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK’nın 204/1, 62, 53, TCK’nın 158/1-d, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine yönelik hükümlere karşı vaki temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar sanık vasisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü. Temyiz isteminin reddine dair 08.05.2017 tarih ve 2010/249 esas, 2013/522 karar sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA, 05/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38239 E. , 2018/1684 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : 1-Sanık … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında; TCK 157/1, 62, 53 maddeleri gereği mahkumiyet 2-Suça sürüklenen çocuk … hakkında; TCK 157/1, 31/3, 62, 51 maddeleri gereği mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanık …’ın ve suça sürüklenen çocukların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık … ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuklar… ve … ile sanık …’ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek internet üzerinden …com isimli siteye ilan vermek suretiyle Laptop bilgisayar satmaya çalıştıkları, telefonla irtibata geçtikleri müştekiye piyasa değerinin altında fiyat vererek anlaştıkları, müştekiye PTT vasıtasıyla suça sürüklenen çocuk …’nın kardeşi olan ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığa kararı verilen ve olaydan haberi olmayan tanık…’in isimine para göndermesini istedikleri, müşteki tarafından bu hesaba paranın gönderildiği, paranın sanık ve suça sürüklenen çocuklar tarafından kullanıldığı ancak müştekiye kargo ile laptop yerine koliye karton konmak suretiyle gönderildiği, sanığın ve suça sürüklenen çocukların bu şekilde haksız menfaat sağladığı iddia ve kabul olunan somut olayda, eylemin TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen ” Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38229 E. , 2018/1701 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme
Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıklar hakkında kurulan zamanaşımı nedeniyle düşme hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklara yüklenen dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i nazara alınarak, suç tarihi olan 13/07/2005 tarihinden temyiz inceleme gününe kadar suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 157/1, 207/1, 66/1-e, 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının yargılama sırasında dolduğu anlaşılmakla, mahkemenin zamanaşımı nedeni ile düşme kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38228 E. , 2018/1514 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 157/1, 52/2-4, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Sanık … tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Sanığın, hüküm tebliğinin usulsüz olması nedeniyle temyiz hakkını kullanamadığından bahisle eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz başvurusunda bulunduğundan, 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK’un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olması karşısında, mahkemenin sanık … hakkında temyiz talebinin reddine ilişkin verdiği 17/02/2016 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip bu karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede, Sanığın yüzüne karşı verilen 03/12/2015 tarihli karara yönelik sanığın CMUK’nın 310/1. maddesi gereğince bir haftalık yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 11/01/2016 tarihli eski hale getirme ve temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Katılan vekili tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; 29/10/2014 tarihli iddianamede, sanıkların olay tarihinde katılanı kullanmış olduğu cep telefonundan arayarak, kendilerini savcı olarak tanıttıktan sonra haksız menfaat temin ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda, sanıkların eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14.maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır CezaMahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu; Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin, BOZULMASINA, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38224 E. , 2018/1577 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat
Sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık suçundan, sanığın beraatine ilişkin hüküm, şikayetçi … İşletmesi A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Kovuşturma evresinde yöntemine uygun biçimde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın duruşmaya katılmayan, 5271 sayılı CMK’nın 238. maddesi uyarınca, davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan şikayetçinin hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, şikayetçi … İşletmesi A.Ş. vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38223 E. , 2018/1132 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Uzlaşma sağlanamadığından infazın devamı
Dolandırıcılık suçundan hükümlünün mahkumiyetine ilişkin hükmün infazının devamına dair ek karar hükümlü tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümlü hakkında dolandırıcılık suçundan kesinleşen karar ile ilgili, 6763 sayılı yasa ile 5271 sayılı CMK’nın 254/2 maddesinde yapılan değişiklik üzerine infaz aşamasında verilen kararın, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 ve 101 inci maddeleri uyarınca itirazı kabil olduğu, 5271 Sayılı CMK’nın 264. maddesine göre, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, hükümlünün başvurusu itiraz niteliğinde kabul edilerek, gereğinin merciince takdir ve ifasını temin amacıyla dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38210 E. , 2018/1657 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 1-Sanık … hakkında ayrı ayrı 3 kez; TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet TCK’nın 158/1-f, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet 2-Sanık … hakkında ayrı ayrı 2 kez; TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet TCK’nın 158/1-f, 62/1, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanık … müdafi ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar … ve …’ın birlikte suç işleme iradesiyle hareket ederek, katılan …’e ait boş olarak çalınan suça konu 11.650 TL bedelli çeki …isimli şahsa borç karşılığında verildiği, yine katılanlar … ve…’ ın yetkilisi oldukları …Tekstil isimli şirkete ait olan suça konu 12.650 TL bedelli çekin sahte olarak tanzim edilip sanık … tarafından diğer sanık …’ a ciro edildiği, çeki üzerinde bulunduran …’ın kendisi hakkında diğer çekten yapılan soruşturma sırasında bu çekin de sahte olabileceği düşüncesiyle polise teslim ettiği ve yapılan araştırmada çekin sahte olarak üretildiğinin tespit edildiği bu şekilde sanıkların iştirak halinde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecili suçlarını işledikleri ayrıca sanık …’ın, katılan …’ e ait, suça konu 6.700 TL bedelli çeki ticari alışveriş karşılığında…’a verildiği, …isimli şahsın bankaya götürdüğünde bu çekinde sahte olduğunun anlaşıldığı bu şekilde sanık …’in nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan olayda; 1-Sanık … tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık …’in yokluğunda verilen mahkumiyet hükümlerinin sanığın savunmasında beyan ettiği adresinden bila dönmesi üzerine MERNİS kayıt sistemindeki adresine 02/05/2014 tarihinde 7201 sayılı yasanın 21/2. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine karşın 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde belirtilen bir haftalık süre geçtikten sonra sanığın yaptığı 23/05/2016 tarihli eski hale getirme ve buna bağlı temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Sanık …’nin müdafi tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; a-Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede; Sanığın savunması, katılanların beyanları, ekspertiz raporu ile dosya kapsamından sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçları yönünden mahkemece verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin atılı suçu işlemediğine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, b-Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede; Sanık …’in alınan savunmasında suça konu 12.650 TL bedelli çeki sanık …’den ciro yoluyla aldığını beyan ettiği ayrıca dosya kapsamından bu çekin kullanıldığına dair iddia ve kabulün olmadığı suça konu 12.650 TL bedelli çekin diğer çekten yapılan soruşturma esnasında sanık … tarafından rıza ile polislere verildiğinin anlaşılmış olması yine suça konu 11.650 TL bedelli çekin sanık … ve tanık …’nın alınan beyanlarında …’nın sanık …’den olay tarihinden 1 ay önce 12.000 TL borç para aldığını ve bu borca karşılık suça konu çekin verildiği bu nedenle suça konu çekin önceden doğan borç karşılığında verilmiş olması nedeniyle sanık …’in üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmamış olması nedeniyle sanık …’nin beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi; Kabule göre de; Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6 madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasa’nın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10.fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine” karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık …’nin müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, aynı kanunun 325. maddesi gereğince bozmanın sanık … ile fikir ve eylem birliği içerisinde işlenen suçlar yönünden temyiz talebi reddedilen sanık …’a sirayetine, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38205 E. , 2018/1417 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : Sanık hakkında; TCK’nun 158/1-e-son, 62, 52/4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan, sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen 06/11/2014 tarihli hükmün sanığın sorgusunda bildirdiği aynı zaman da MERNİS’de kayıtlı olan adresine 25.11.2014 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 05/12/2014 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38201 E. , 2018/1720 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK’nın 157/1, 35/2, 62/1, 52/2-4, 53/1-3, 63 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların, şikayetçiyi telefonla arayıp komiser olduklarını söyleyerek, haksız menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; Eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14.maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38180 E. , 2018/3625 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 52/2, 51. maddeler gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, 20.07.2006 tarihli vekaletname uyarınca bir kısım hukuki işlemlerini takip etmek üzere kendi adına asaleten, …Elektrik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini temsilen katılanın vekilliğini üstlendiği halde takip ettiği dava veya icra dosyalardan tahsil ettiği paralardan bir kısmını uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporu ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı gerekçesine dayanan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 21/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38169 E. , 2018/1728 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Zamanaşımı nedeniyle düşme
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında kurulan zamanaşımı nedeniyle düşmeye ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerinin temyizi üzerine dosyanın Yargıtay 21. Ceza Dairesi tarafından incelenerek 11/06/2015 tarih ve 2015/74 esas, 2015/1936 karar sayılı ilamla nitelikli dolandırıcılık suçunun zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, resmi belgede sahtecilik suçunun ise bozulmasına hükmedildiği, dosyanın mahallinde yeniden esasa kaydedilmesi ile yapılan yargılama neticesinde resmi belgede sahtecilik suçundan herhangi bir hüküm kurulmaksızın, nitelikli dolandırıcılık suçundan yeniden zamanaşımından düşme hükmü kurulduğu, sehven yapılan hatanın farkedilerek resmi belgede sahtecilik suçu için ayrı bir esas numarası alınarak yargılamaya devam edildiği ancak mevcut dosyadaki temyiz talebinin nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan zamanaşımından düşme hükmüne ilişkin olması karşısında, Yargıtay 21. Ceza Dairesi’nin 11/06/2015 tarih ve 2015/74 esas, 2015/1936 karar sayılı ilamıyla zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine hükmedilen nitelikli dolandırıcılık suçunun Yargıtay ilamı tarihinde kesinleştiği ve bu konuda tekrar yargılama yapılarak hüküm kurma imkanı bulunmadığı, bu haliyle temyize konu olabilecek nitelikte bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, yok hükmünde olan Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06/10/2016 tarihli kararına ilişkin katılan vekilinin temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38165 E. , 2018/1648 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet savcıları ile katılan ve vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık … hakkındaki hükmün beraat olması nedeniyle, adı geçen sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken CMUK’un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede; Sanıklar … ve …’in baba-oğul olup …Tarım Hayvancılık Gıda Ürünleri Değerlendirme İnşaat Maden ve Sanayi Limited Şirketi isimli şirketin ortakları iken katılan ile aralarında sanık …’e ait araziden çıkan kaynak suyunu satmak amacıyla üretim tesisi kurup işletmek üzerine anlaşma yaptıkları, anlaşma çerçevesinde sanık …’in % 99 şirket hissesinden %49’unu oğlu…’e, % 50’sini ise katılanın kardeşi …’e devrettiği ve sanık …’in şirket müdürü olarak belirlendiği, ilerleyen süreçte de …’in şirket hisselerini katılana devrettiği, ortaklıkla ilgili sanık … ile katılan arasında 15/07/2011 tarihli sözleşme imzalanarak, katılanın toplam 2.500.000 TL bedeli ödemesi karşılığında sanık …’in de tesisin kurulumu görevini üstlendiği, katılanın bu paranın toplam 1.650.000 TL sini sanıklara ödediği ancak, sanıkların tesisin kurulup faaliyete geçirilmesi yönündeki çalışmaları tam yerine getirmemeleri üzerine sanık … şirket müdürlüğünden azledilerek katılanın şirketin yeni müdürü olarak atanması üzerine şirket kayıtlarında inceleme yaptığı ve sanık …’den harcama kayıtlarını istediği, adı geçen sanığın yazılı olarak katılana harcama kayıtlarını verdiği ancak gerçekte yapılan harcamalardan daha fazla miktar yazıp aradaki farkı uhdesine aldığı, bu durumu gizlemek için de tesisin kurulması için …’tan satın alınan taşınmazın tapu kayıtlarına göre 60.000 TL bedelle alınmış olmasına rağmen katılana 150.000 TL olarak bildirildiği, 185.000 Euro’ya alınan tesis makinelerinin 465.000 Euro olarak bildirildiği, katılanın fatura ve ödeme kayıtlarını istemesi üzerine sanıkların gerçekte para transferi olmadığı halde banka çalışanı sanık … tarafından hazırlanmış ve … Makine Ltd. Şirketi’ ne para transferi yapılmış gibi gözüken 10/05/2012 tarihli ve toplam 300.000 Euro bedelli iki adet banka dekontunu gönderdikleri, ayrıca şirket kayıtlarına tesisin kurulumu sırasında çalıştırılan işçilere ödendiğine ilişkin 15.000 TL fazla işçi ücreti kaydedildiğinin iddia edildiği somut olayda, A)… hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sanık …’ın, diğer sanıkların katılandan menfaat temin ettiği aşamada ve sonrasında eylem birliği içerisinde herhangi bir iştiraki olmadığından sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulunde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerğine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, o yer Cumhuriyet savcısı, katılan ve vekilinin atılı suçların yasal unsurlarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, A)Sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan, sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde: Fikir ve eylem birliği içerisinde hareket edip … Tarım Hayvancılık Gıda Ürünleri Değerlendirme İnşaat Maden ve Sanayi Limited Şirketinin ortakları olan sanıklar … ve …’in tesise satın alınacak makinelere ilişkin… Makine Ltd. Şirketi’ den alınmış toplam 680.860,00 Euro bedelli proforma fatura ve yatırım teşvik belgesini katılanlara göstererek taşınmazlarından çıkan içme suyu özellikleri bulunmayan suyu şişeleyip satmak için tesis kurulması konusunda ikna edip sözleşme imzalayarak katılanın parasını aldıkları, daha sonra da aynı şirketten daha düşük bedelli makinalara ilişkin yeni bir proforma fatura alıp yeni bir yatırım teşvik belgesi alarak düşük bedelli makineyi tesise kurdukları, bu haliyle sanıklar … ve …’in hileli hareketlerinin menfaatin temin edilmesinden önce başladığı ve eylemlerinin TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, daha sonra da bu durumu katılandan gizlemek amacıyla sanık …’ın çalıştığı … Bankası şubesinde adı geçenin iştirakıyla toplam 300.000 Euro bedelli sahte dekont düzenleyip şirket belgeleri arasına ekledikleri, ayrıca bu dekontları katılana da gönderdikleri, bu nedenle tüm sanıkların üzerlerine atılı TCK’nın 207/1. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, bu suçlardan mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi, Kanuna aykırı, o yer Cumhuriyet savcıları, katılan ve vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38163 E. , 2018/1531 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f-son, 52/2-4, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın yokluğunda verilen 27/11/2014 tarihli hükmün sanığa 08/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 25/12/2014 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————
- Ceza Dairesi 2017/38159 E. , 2018/2020 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Kovuşturma evresinde yöntemine uygun biçimde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın usulüne uygun katılma talebinde bulunmayan 5271 sayılı CMK’nın 238. maddesi uyarınca, davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan müşteki vekilinin hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, temyiz inceleme isteğinin redddine dair Ankara 1. Ağır CezaMahkemesi’nin 04/04/2017 tarihli ek kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik müşteki vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38158 E. , 2018/1398 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede Sahtecilik HÜKÜM : Sanık … hakkında remi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı nedeni ile düşme, Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı beraat
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık … hakkında zamanaşımı nedeni ile verilen düşme kararı ile sanıklar …, Durmuş, …, …, …, …, … ve … hakkında verilen beraatlarına ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mahkeme kararındaki uygulamaya ve temyizin kapsamına göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı işbölümü kararı gereğince temyiz incelemesi Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye TEVDİİNE, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38143 E. , 2018/4226 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, tehdit HÜKÜM : Sanıklar …, … ve … hakkında tehdit suçundan, Beraat Sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından, Beraat Sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan, TCK’nın 158/1-d, 62, 52/2-4 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet Sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, TCK’nın 204/1, 62, 53.maddeleri uyarınca mahkumiyet Sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan, TCK’nın 207/1, 62, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Tehdit suçundan sanıklar …, … ve … hakkında verilen beraat hükümleri ile sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraat hükümleri katılanlar vekili tarafından; sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri katılanlar vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıklar …, … ve …’ın ortağı veya işleticisi olan şirket ile katılanlar arasında elektrik alt yapı çalışması yapılmasına dair sözleşme imzalandığı, katılanların sanıkların taşeronu olduğu, bu sözleşme uyarınca katılanlar tarafından sanıklara teminat olarak 150.000 TL tutarlı, alacaklı hanesi boş, ödeme tarihi 31.12.2012 olan katılanlar …’nın asıl borçlu …’in ise kefil olduğu bir bono tanzim edilerek verildiği, ancak daha sonra taraflar arasında bir anlaşmazlık yaşandığı, araya asıl iş verenler ve … yetkililerinin girmesi sonrasında bir anlaşma sağlandığı, bu çerçevede sanıkların teminat senedini geri vermeyi kabul ettikleri, fakat sanıklar … ve …’ın, aralarındaki anlaşma doğrultusunda katılanlar tarafından tanzim edilerek verilen teminat senedini iptal ederek imha etmeleri gerekirken, sahte olarak oluşturdukları başkaca bir bonoyu posta yolu ile katılanlara gönderdikleri, ancak gerçek olan bonoyu kendilerinde muhafaza ettikleri ve bu senedin alacaklı kısmına sanık …’yi yazıp yine bu şahsa ciro ettirdikleri, sonrasında sanık …’un bu senedi kullanarak katılanlar aleyhine icra takibi başlattığı, yine ayrıca sanıklar …, … ve…’ın yaşanan bu anlaşmazlıklar nedeniyle katılanları ölümle tehdit ettikleri, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1-Sanıklar …, … ve … hakkında tehdit suçundan verilen beraat hükümleri, sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümleri ile sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanlar vekilinin ve sanıklar müdafinin temyiz itirazlarının reddi ile hükümlerin ONANMASINA, 2-Sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı yasanın 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ”300 gün”, ”250 gün” ve ”5.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ” 5 gün ”, ” 4 gün ”, ” 80 TL ” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3-Sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde, Sanıklar hakkında, resmi belgede sahtecilik suçuna konu senedi takliden, teminat senedi olan bu senetmiş gibi sahte olarak doldurularak ve iptal edildiği izlenimi yaratılarak katılanlara gönderilen senetle ilgili özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; sanıkların bu eylemi, katılanların gerçek imzalarının bulunduğu, kendileri tarafından gerçeğe aykırı şekilde doldurulan senedi icraya koyabilmek amacıyla gerçekleştirmeleri karşısında eylemin bütün olarak resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, ve iddianamede bu suç ile ilgili açılmış bir davanın da bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili ve sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38140 E. , 2018/1550 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Görevsizlik kararı
Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen görevsizlik kararı, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı suçlar hakkında Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2015/195 Esas, 2016/8069 Karar ve 22/06/2016 tarihli kararı ile sanığın ve temyiz dışı sanıkların üzerine atılı eylemlerinin TCK’nın 158/1-f-son maddesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bakırköy 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2012 tarihli hükmünün bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine yerel mahkeme tarafından bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verildiği, 5271 sayılı CMK’nın 3. ve devamı maddeleri gereği verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “görevsizlik kararına” karşı aynı kanunun 267. ve 268. maddelerine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 Sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38136 E. , 2018/1354 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK’nın 204/1, 58/6, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, şikayetçi …’den dorse satın alarak bir miktar peşin para ile suça konu 7.500 TL bedelli sahte çeki vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, tüm dosya kapsamına göre mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38134 E. , 2018/1013 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 52/2-4, 53, CMUK’nun 326/son maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ile fikir ve işbirliği içerisinde hareket eden temyiz dışı sanık …’nin kendisini katılana yüksek ziraat mühendisi olarak tanıtıp katılan ile arkadaşlık kurduğu, maddi sıkıntı içerisinde olduğunu söyleyen katılana sanık …’ı Ziraat Bankası çalışanı Mahmut olarak tanıştırıp kredi çekmesine yardımcı olacağını söyleyerek teminat amaçlı iki adet boş senedi katılana imzalattırdıkları, daha sonra da üzerlerini 20.000 TL ve 165.000 TL bedelli olarak doldurup icra takibi başlattıklarının iddia edildiği somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve ifadelere göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38118 E. , 2018/438 K. “İçtihat Metni”
Dolandırıcılık suçundan sanık … hakkında açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 33.Asliye Ceza Mahkemesinin 05.05.2015 tarihli ve 2013/349E., 2015/152K. sayılı ilamı ile adı geçen sanığın TCK.nun 157/1, 62,50,52 maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verilmiş, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21.05.2017 tarihli ve 2015/273277 sayılı tebliğnamesi ile “temyiz talebinin süresinde yapılmaması nedeniyle reddi” talep edilerek dairemize gönderilmiş, dairemizin 01/11/2017 tarih ve 2017/28113 Esas, 2017/22139 sayılı ilamı ile de “Ağır Ceza mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle bozma kararı” karar verilmiştir. 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE, Dairemizin 01/11/2017 tarih ve 2017/28113 Esas, 2017/22139 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Sanığın yokluğunda verilen hükmün sanığa 02.06.2015 tarihinde, son adresi aynı zamanda mernis adresi olan Armağanevler mahallesi sırt sokak no: 190/16 Ümraniye -İstanbul adresine Tebligat Kanunu 21/2.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen sanığın hükmü, 1412 sayılı CMUK’nın 310/1 maddesinde belirlenen bir haftalık süre geçtikten sonra 24.06.2015 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38117 E. , 2018/501 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK’nun 158/1-f, 62, 52/2-4, 53. ve 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık … …, sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Sanıklar müdafiilerinin; atılı suça ilişkin yerel mahkeme hükümlerini duruşma talepli olarak temyiz etmiş ise de, verilen ceza miktarına göre, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanunun 318. maddesi gereğince duruşma isteminin reddi ile yapılan incelemede, Uzun süredir arkadaş olan sanıklardan …’ün ödemesi olduğunu söyleyerek diğer sanık …’un işyerinde çek olup olmadığını sorduğu, sanık …’un elinde çek olmadığını ancak isterse para ile çek satan kişiler olduğunu bunlardan çek satın alabileceklerini söylediği, bunun üzerine sanıkların birlikte giderek dava konusu çalıntı çeki 150 TL’ye satın aldıkları, çeki aldıklarında ön yüzü ve keşideci imzası kısmının dolu olduğu, sanık …’un çeki … ismi ile sahte olarak ciroladıktan sonra sanık … söz konusu çeki ciro ederek cari hesap çalıştığı …’a var olan borçlarına karşılık verdiği böylelikle sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1- Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Sanıkların fikir ve eylem işbirliğinde hırsızlık konusu çeki ciro ederek kullandıklarının sanıklar savunması, tanık beyanları, katılan beyanları, bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamına göre anlaşılması karşısında üzerilerine atılı resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerine dair mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 2- Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Müşteki … beyanında sanık … ile devamlı olarak süt, yoğurt ve ayran alışverişinde bulunduklarını, açık hesap çalıştıklarını, daha önce almış olduğu mallara karşılık olan borcu nedeniyle dava konusu çeki verdiğini belirttiği, bu nedenle dava konusu çekin önceden … borç nedeniyle verilmesi karşısında dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, yasal unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraat hükmü verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanunu’nun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38113 E. , 2018/953 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılık HÜKÜM : 1-Sanıklar … ve … hakkında; a-TCK’nın 157/1, 43/1, 62, 52/2-4 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet (2’şer kez) b-TCK’nın 158/1-a, 43/1, 62, 52/2-4 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet 2-Sanık … hakkında TCK’nın 157/1, 43/1, 62, 52/2-4 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıklar … ve …’ın nitelikli dolandırıcılık ve dolandırıcılık suçlarından; sanık …’ün ise dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, katılan … vekili, sanık … … ile sanıklar … ve … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanıklara atılı basit dolandırıcılık suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi karşısında, CMK’nın 253/3. maddesi gereğince bu suç yönünden uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı belirlenerek yapılan incelemede; Fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıklar … ile …’ın, kurdukları suç örgütünün faaliyetleri kapsamında katılan …’dan haksız menfaat temin etmek amacıyla kendilerinin İslam dinine göre kutsal olan şahıslardan olduklarını, reenkarnasyonun gerçek olduğunu, sanık …’in “Peygamber”, sanık …’un ise “Veysel Karani’nin” ruhunu taşıdığını söyleyip katılanı bu şekilde ikna ettikten sonra Allah’ın emri üzerine hayır yapması gerektiğine inandırarak katılandan değişik zamanlarda, farklı miktarlarda paralar aldıkları, katılanlar … ve …’e yönelik ise, Varlık Barışı Kanunu kapsamında yurt dışından 22 milyon dolar para getirttiklerini, Merkez Bankası’nda olan bu paranın çekilebilmesi için vergisinin yatırılması gerektiğini, parayı aldıktan sonra karşılığını misliyle vereceklerini söyleyerek değişik zamanlarda ve miktarlarda paralar aldıkları, bir kısım paranın doğrudan sanık …’a elden verildiği, bir kısmının ise yine sanık …’un talimatıyla sanık …’in hesabına yatırıldığı, eylemlerin işlenmesi sırasında talimatların sanık … tarafından verildiği ve sanık …’un da bu talimatları gerek bizzat gerekse sonradan kendisi ile birlikte suç işlemeye ikna ettiği sanık … ve temyiz dışı … vasıtasıyla katılanlara ilettiği anlaşılmakla; katılan …’a yönelik eylemlerin TCK’nın 158/1-a ve 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık, katılanlar … ve …’e yönelik eylemlerin ise önceki bozma kararı gereği aynı kanunun 157/1 ve 43/1. maddelerinde yer alan zincirleme şekilde basit dolandırıcılık suçlarını oluşturduğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yagrılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sair itirazlarına, sanık … ve müdafiinin, atılı suçları işlemediğine, mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulanmadığına; sanık …’un, atılı suçları işlemediğine, mahkumiyetine yeterli kesin delil bulunmadığına, savunma hakkının kısıtlandığına, zarar tespiti yapılmadığına ve lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin; sanık …’ın ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 14/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38107 E. , 2018/494 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan … ‘ın Akbank Truva Şubesi’ne müracaat ederek bireysel kredi talebinde bulunduğu, ilgili banka şubesi tarafından katılana kredi başvurusunun olumsuz sonuçlandığının bildirildiği, bir süre sonra katılanın hakkında kredi taksitlerini ödemediği için icra takibi yapıldığını öğrendiği, yapılan işlemleri incelediğinde başvurusu üzerine 15.000,00 TL kredinin adına tahsis edildiğini fakat paranın sanık …’ın müdürü olduğu …. ve Nak. A.Ş’nin hesabına aktarıldığını, dekont altındaki imzanın kendisine ait olmadığını tespit ederek borca itiraz ettiği somut olayda; sanığın suç tarihinde …. ve Nak. A.Ş’nin temsile yetkili müdürü olması nedeni ile suçlandığı fakat, Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 11.07.2012 tarihli cevabi yazısına göre suç tarihinde şirketi temsile yetkili müdür olmadığının anlaşılması nedeni ile beraatine hükmedildiği anlaşılmakla beraber, kredi sözleşmesinin altındaki ve suça konu paranın havalesine yönelik dekonttaki imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı ayrıca sanığın suç tarihinde aile şirketi olan …. ve Nakliye A.Ş.’nin temsile yetkili müdürü olmasa bile fiilen bu yetkiyi kullanıp kullanmadığı da araştırılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 18/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38095 E. , 2018/1416 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat
Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, buna hasren dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükümler fıkrasına “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince, 3.000 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesine” şeklindeki bendin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38090 E. , 2018/1075 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-f, 31/3, 62/1, 52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk… tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun “www.gittigidiyor.com” adlı internet sitesine … ismini kullanarak “i-phone” marka telefonuna satılık ilanı verdiği, mağdurun bu ilanı görerek suça sürüklenen çocukla sitede belirtilen telefon numarası ile irtibata geçtiği, suça sürüklenen çocuğun telefonun parasını yaşı büyük olduğu için hakkında ayrıca soruşturma yürütülen … adlı şahsın banka hesabına yollamasını talep ederek, bahse konu telefonu kargo şubesine teslim ettiği, akabinde mağdur ile telefonda görüşerek paranın havalesini istemesi üzerine mağdurun kargo görevlisi ile görüştüğü ve telefonun teslim edilmiş olduğu bilgisini alarak, … isimli şahsın banka hesabına 500 TL.yi yatırdığı, ardından suça sürüklenen çocuğun kargo şirketinden telefonunu iade aldığı, bankaya yatırılan para çekilmesine rağmen, telefon mağdura teslim etmeyerek, suça sürüklenen çocuğun dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; Dairemizin 13/02/2017 tarih, 2014/17533 Esas ve 2017/5958 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, suça sürüklenen çocuğun eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin dolandırıcılık kastının bulunmadığı, ihtilafın hukuki nitelik arzettiği ve kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38070 E. , 2018/1358 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : 765 sayılı TCK’nın 504/3, 80, 523/1, 40 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın eylemine uyan ve zamanaşımı hükümleri bakımından lehe olan 765 sayılı TCK’nın 504/3 maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun gerektirdiği ceza için zamanaşımını düzenleyen aynı yasanın 102/4, 104/2 maddeleri uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 01/04/2010 tarihinde durup denetim süresi içerisinde ikinci suçun işlendiği 18/09/2011 tarihinde yeniden işlemeye başlayan 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihi olan 30/04/2004 günü ile karar tarihi olan 13/11/2014 tarihleri arasında gerçekleşmiş olması nedeniyle sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321 maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38063 E. , 2018/1360 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : 765 sayılı TCK’nun 508/1, 80, 522/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, hükümden sonra 08/01/2015 tarihinde öldüğünün UYAP sistemi aracılığıyla MERNİS’ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38061 E. , 2018/2477 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik HÜKÜM : Sanık hakkında TCK’nın 158/1-f, 43, 52/2-4, 53, 204/1, 43, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1)Sanıklar hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen “sahtecilik ” suçunun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 10/07/2005 tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 2)Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Sanıkların, hayvancılık işi ile uğraşan katılandan büyük baş hayvan satın alarak karşılığında 10.07.2005 günü Kuveyt Türk…. Şubesinden alınma gözüken …Gıda Temizlik San.Tic.Ltd.Şti. tarafından keşide edilmiş …. nolu 5.300 TL’lik çeki verdikten bir gün sonra tekrar gelip bu kez aldıkları iki inek karşılığında 26.06.2005 tarihinde keşide edildiği gözüken, 22276 numaralı, 6.700 TL bedelli çeki verdikleri şekilde gerçekleşen eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların üzerlerine atılı suçu işlemediklerine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 10/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38059 E. , 2018/2576 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: …Eczanesi’ni işleten sanığın, 20 adet reçetenin ekinde bulunan 27 adet sahte ilaç küpürünü katılan …’na fatura ederek haksız kazanç elde etmek suretiyle kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, 1-Nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tüm dosya kapsamına göre mahkemenin beraat kararına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 2-Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; 19/09/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 12/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38043 E. , 2018/3831 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Beraat
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından beraatına ilişkin hükümler, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın polis memuru olarak görev yaptığı, farklı tarihlerde üç adet aracı ağır hasarlı olarak satın aldığı ve tamir ettirdikten sonra farklı sigorta şirketlerine kasko sigortası yaptırdığı, daha sonra sigorta bedelini almak amacıyla yine ayrı zamanlarda araçların çalındığından bahisle suç duyurusunda bulunduğu, buna istinaden iki araç için sigorta bedelini aldığı; ancak, son araçla ilgili durumdan şüphelenilmesi nedeniyle bedelin ödenmediği, sanığın bu suretle menfaat temin ettiği iddia edilen olayda; 1- Nitelikli dolandırıcılık ve 24/02/2007 tarihinde işlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; Sanığın inkara yönelik savunmalarının aksine mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin sanığın atılı suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 2- 28/09/2005 ve 06/05/2006 tarihlerinde işlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde; Sanığa yüklenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i nazara alınarak, 28/09/2005 ve 06/05/2006 olan suç tarihlerinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 23/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38038 E. , 2018/2254 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Temyiz isteminin reddine dair ek karar
Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü hakkında sanık müdafii tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasından sonra, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi ‘nin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Denizli 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin temyiz talebinin reddine dair verdiği karar sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü; Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan 01/12/2016 tarihli mahkumiyet hükmü verildiği bu hükme yönelik yapılan istinaf talebi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, sanık müdafinin bu defa bu hükme yönelik temyiz başvurusu yaptığı, Denizli 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nce 16/06/2017 tarihinde verilen ek kararla bu talebin reddedildiği ancak istinaf mahkemesince verilen esastan ret kararlarına karşı yapılan istinaf taleplerini değerlendirme yetkisinin de ilgili istinaf mahkemesine ait olması karşısında, görevli ve yetkili Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/38013 E. , 2018/3779 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : …hakkında: TCK 158/1-f-son, 62, 52, 53, 51. … hakkında: TCK158/1-f-son, 62, 52, 53. maddeleri gereği mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; 1-Sanık …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık …’in bilgisayar alım satımı yapmak üzere açtığı işyerinde diğer sanık … ile birlikte oluşturdukları … sitesinden ucuz bilgisayar satışı yapıldığına dair verdikleri ilan üzerine katılanın ilandaki telefonu aradığı, yapmış oldukları pazarlık sonucunda üç bilgisayarı 2.200 TL’ye alma konusunda anlaştığı ve telefonda kendisine bildirilen … Şubesinde sanık … adına olan banka hesabına parayı EFT yoluyla gönderdiği, aynı gün paranın hesaptan çekildiği, ancak telefon görüşmesinde yapılan anlaşmaya göre satışa konu bilgisayarların kargo ile gönderilmesi gerektiği halde gönderilmemesi üzerine katılanın aynı telefon numarasını defalarca aradığı, sanıkların katılanı oyalayarak bilgisayarı göndermedikleri, böylece sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediği olayda; TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde sayılan hallerde hapis cezasının üç yıldan az olamayacağı halde temel cezanın iki yıl hapis cezası olarak belirlenmek suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık …’nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 28/12/2010 tarihli ilk hükümde sanık hakkında sonuç olarak 1 yıl hapis ve 2.200,00 TL Adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve hükmün sanık tarafından temyiz edilip, aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği ve hükmün sanık aleyhine bozulamayacağı gözardı edilerek, sanık aleyhine hüküm doğuracak şekilde bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda, sanığın sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis ve 3.660,00 TL Adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında sonuç cezanın belirlendiği bölümden sonra, “CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle cezasının 1 yıl hapis ve 2.200,00 TL üzerinden infazına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Sanık …’un temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın hükümden sonra 01.10.2017 tarihinde öldüğünün UYAP’tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1 maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37986 E. , 2018/1853 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62, 50, 52/2, 52/4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın …vatandaşı olduğu ve suç tarihinde …’da ikamet ettiği, tatil amaçlı geldiği …’ta gayrimenkul satın almak istediği, Türk Kanunlarındaki kısıtlamalar nedeni ile daha önceden tanıdığı sanık adına gayrimenkullerin tapularını çıkarttığı, sanığın katılana ait gayrimenkullerden birinde oturduğu ve katılana ait evin bekçiliğini ve bakımını yaptığı, 19.08.2008 tarihinde katılanın… adasında bulunan evinde bulunduğu sırada ev telefonunun aranarak “300.000 EURO göndermezsen senin ve …’nin ailesini öldüreceğim” diyerek tehdit edildiği, katılanın korkarak eşi ve sanık ile birlikte ‘na gitmek için yola çıktığı, yolda sanığın telefonunun tanımadığı kişiler tarafından arandığı, “neden polisi aradınız polisi aramakla iyi yapmadınız, biz sizi nasıl olsa buluruz” diyerek tehdit edildiği, katılanın …’na vardıklarında otele yerleştikleri, sanığın da eşini görmek için …’a gittiği, döndüğünde ise …’taki katılana ait evlerden birinin kundaklandığını, polisin olaydan haberinin olduğunu ve çok büyük zararının olduğunu belirttiği, katılanın birkaç gün sonra…’ya döndüğü, dönmesinden 1 hafta kadar sonra katılanın …’daki iş telefonunun aranarak “…’yi kaçırdık bize 400.000 EURO vermezsen …’yi öldürürüz” denmek sureti ile tehdit edildiği, katılanın telefondaki sesin önceki arayan kişi ile aynı olduğunu anladığı, bu görüşmeden kısa bir süre sonra da sanığın katılanı arayarak “beni kaçırdılar, …’a 1 saat mesafelik bir yerde beni tutuyorlar, bana kötülük yapmadılar, ancak ben senin… da bulunan hesabındaki 60.000 EURO’yu çekerek bu şahıslara verdim, ayrıca komşumuz olan Hüseyin isimli şahıstan 250.000 EURO borç aldım ve bu şahıslara verdim” dediği, …isimli şahsa ayrıca aldığı borca karşılık katılana ait dükkanın tapusunu verdiğini söylediği, katılanın olayı …’da … Ajansı … temsilcisi olarak görev yapan …’a anlattığı ve birlikte giderek banka hesaplarına bloke koydurdukları, bu olaydan bir gün sonra katılanın …ile birlikte sanığı kurtarmak için …’ye geldiği, sanığın sürekli kendisinin takip edildiğini hayatının tehlikede olduğunu söylediği, birlikte sanığın katılana ait kundaklandığını söylediği eve gittiklerinde evde herhangi bir olumsuz durumun olmadığını, kundaklamanın olmadığını gördükleri ve sanığın kendilerine yalan söylediğini ve dolandırmaya çalıştıklarını anladıkları, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; sanığın tehdit kullanarak menfaat temin çalışmaya karşısında; eyleminin yağma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37982 E. , 2018/2647 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık,Sahtecilik HÜKÜM : Sanık hakkında; …nun 158/1-d,35,62,53,204/1,62,53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların, katılanın evinin bahçesinde define aramaya karar vererek, bu hususta katılan ile anlaştıkları define aramak için bir dedektörün gerekli olduğunu, ortak dedektör almak için hissesine 4.000 TL düştüğünü söyledikleri, katılanın parası olmadığını söylemesi üzerine sanıkların senet istedikleri, katılanın da sanıklara bedel kısmını 4.000 TL olarak doldurup kalan kısımları boş olan senedi imzalayarak verdiği, sanıkların sonradan senet bedelini 400.000 TL yapıp diğer kısımlarını da doldurdukları alacaklı olarak sanık …’ın senedi ciro ederek verdiği sanık … tarafından katılan aleyhine icra takibinde bulunduğu şekilde gerçekleşen eyleminin sahtecilik ve dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar müdafiinin eksik inceleme ile karar verildiğine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 17/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37967 E. , 2018/1356 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 39/2-c, 31/3, 168/2, 62/1, 52/2-4, 50/1-a, 50/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm suça sürüklenen çocuk… tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuk …’nın, hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen … ile birlikte şikayetçiye ait lokantaya araçla gittikleri, üzerinde zabıta kıyafeti bulunan …’nın lokantanın önünde araç içerisinden şikayetçiyi çağırarak iki adet döner siparişi verdiği, daha sonra araçtan inip şikayetçinin yanına giderek sipariş sayısını artıracağını söylediği ve toplam 16 adet döner istediği, borcunu sorduğunda 48 TL olduğunu öğrendiği ve şikayetçiye 50 TL vereceğini söylediği, daha sonra üzerinde para olmadığını, zabıta merkezinden parayı alıp kendisine vereceğini ancak paranın 200 TL’lik banknot olduğunu, yanında çalışan çırağı ile birlikte 150 TL para üstü göndermesini istediği, şikayetçinin … olan tanık …’e 100 TL parayı verip …’ın aracına bindirerek gönderdiği, araç içerisinde tanığın …’ın isteği üzerine para üstünü verdiği, daha sonra …’ın tanığı tekrar lokantanın önüne getirip para eksik diyerek araçtan indirdiği ve içerisinde suça sürüklenen çocuk …’nın da bulunduğu araç ile kaçtıkları, bu suretle suça sürüklenen çocuk …’nın nitelikli dolandırıcılık suçunun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, tüm dosya kapsamına göre mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37938 E. , 2018/1301 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandıcılık,resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : 1-TCK’nın 158/1-f,52/2-4,53. maddeleri gereğince mahkumiyet 2-TCK’nın 204/1,53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükümleri sanığın 18/12/2013 tarihli sorgusunda bildirmiş olduğu yurt içi adresine usulünce tebligat yapılmaksızın ve herhangi bir adres araştırmasına gidilmeksizin doğrudan Mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğin yapıldığı, halbuki; Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmüne göre, tebliğin duruşmada belirtilen adrese yapılamaması halinde MERNİS adresine yapılması gerekirken, yapılan tebligatın usule aykırı olduğu bu nedenle sanık müdafinin söz konusu 13/11/2014 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde yapıldığı kabul edilmesi nedeniyle temyiz isteminin süre yönünden reddine dair tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş olup, yapılan incelenmede; Sanığın, CDF Turizm isimli şirket yetkilisinin elinden … dışı boş olarak çıkan çekleri 9.500 TL ve 9.650 TL bedelli olarak doldurarak olay tarihinde katılan …’a yapmış olduğu tabela karşılığında verdiği, yapılan bilirkişi incelemesinde; suça konu çekin ön yüzündeki yazılar ile keşideci imzasının sanığın el ürünü olup keşideci şirket yetkilisi …’ye ait yazı ve imza olmadığının tespit edilmesi nedeniyle sanık hakkında üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun’un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sanığın eylemi neticesinde ortaya çıkan haksız menfaat miktarının gün karşılığı belirlenerek bunun üzerinden sonuç cezanın hesaplanması gerekirken eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, lehe hükümler uygulanmadığına, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik temyiz itirazının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 26/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37917 E. , 2018/1674 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, nitelikli dolandırıcılık HÜKÜMLER : 1-… hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 170 kez) b-TCK’nın 220/1, 53. maddeler gereğince mahkumiyet c-Katılanlar …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, ……, …, …, …, …, …, …, … ve …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 41 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 279 kez) 2-… hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 62, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 50 kez) b-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması a-Katılanlar; …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … …, …,…, …, …, … ve …’e karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 45 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 376 kez) 3-Sanık … hakkında; a…’a karşı; TCK’nın 158/1-h, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (1 kez) b-TCK’nın 220/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet c-Katılanlar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …,… …, …,…, …, …, … ve …’e karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 43 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 403 kez) 4-… hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 52/2, 53, 58. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 23 kez) b-TCK’nın 220/2, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet c-Katılanlar …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …’e karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 12 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 68 kez) 5-Sanık … hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 52/2, 53, 58. maddeler gereğince mahkumiyet ( Ayrı ayrı 43 kez) b-TCK’nın 220/2, 53, 58. maddeler gereğince mahkumiyet c-Katılanlar …, …, …, …, …, …, … …’e karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 7 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri Ayrı ayrı 47 kez) 6-Sanık … Hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 62, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 6 kez) b-TCK’nın 220/2, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet c-Katılanlar …, …, …, …, …, …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 6 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 16 kez) 7-Sanık … hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 62, 52/2, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 11 kez) b-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan; hükmün açıklanmasının geri bırakılması c-Katılanlar …, …, …, …, …, … ve …’ya karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat(Ayrı ayrı 7 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 56 kez) 8-Sanık … hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 62, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 5 kez) b-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan; hükmün açıklanmasının geri bırakılması c-Katılanlar …, …, … ve …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 4 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ( Ayrı ayrı 52 kez) 9-Sanık … hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (Ayrı ayrı 22 kez) b-TCK’nın 220/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet c-Katılanlar …, …, …, … ve …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 5 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ( Ayrı ayrı 81 kez) 10-Sanık … hakkında; a-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan; hükmün açıklanmasının geri bırakılması b-Katılanlar …, …, …, …, …, …, …, …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 8 kez) 11-Sanık … hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 62, 51, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (1 kez) b-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan; hükmün açıklanmasının geri bırakılması c-Katılanlar …, …, …, …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 4 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 31 kez) 12-Sanık … hakkında; a-TCK’nın 158/1-h, 52/2, 53, 58. maddeler gereğince mahkumiyet (7 kez) b-TCK’nın 220/2, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet c-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 14 kez) 13-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı; TCK’nın 158/1-h, 62, 51, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet (1 kez)b-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan; hükmün açıklanmasının geri bırakılması c-Katılanlar …, …, … ve …, …’ya karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 4 kez) d-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ( Ayrı ayrı 27 kez) 14-Sanık … hakkında; a-Katılanlar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’ye karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 12 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat ve mahkumiyet hükümleri (Ayrı ayrı 73 kez) 15-Sanık … hakkında; a-Katılanlar …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’e karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 11 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 94 kez) 16-Sanık … Hakkında; a-Katılanlar …, …ve …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 4 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 37 kez) 17-Sanık … hakkında; a-Katılanlar …, … ve …e karşı; TCK’nın 158/1-h, 62, 52/2, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet ( Ayrı ayrı 3 kez)b-Katılanlar …, …, …, …, … ve …’ye karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 6 kez) c-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat ve mahkumiyet hükümleri ( Ayrı ayrı 29 kez) 18-Sanık … hakkında; a-Katılanlar …, … ve …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan;beraat (Ayrı ayrı 3 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükümleri ( Ayrı ayrı 7 kez) 19-Sanık … hakkında; a-Katılanlar …, … ve …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 3 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat ve mahkumiyet hükümleri (Ayrı ayrı 52 kez) 20-Sanık … (Kahraman) hakkında; a-Katılan …, …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 2 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 8 kez) 21-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükümleri ( Ayrı ayrı 2 kez) 22-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükmü 23-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükümleri (Ayrı ayrı 7 kez) 24-Sanık … hakkında; a-Katılanlar … ve …’ya karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat (Ayrı ayrı 2 kez) b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 10 kez) 25-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçundan verilen beraat hükümleri (Ayrı ayrı 15 kez) 26-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat hükümleri ( Ayrı ayrı iki kez) 27-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Suç işlemek için kurulan örgüte uymak suçundan; beraat 28-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-TCK’nın 220/2, 62, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet c-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat (Ayrı ayrı iki kez) 29-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat 30-Sanık … hakkında; a-Katılan …’a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan; beraat b-Diğer katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılıksuçundan beraat ( Ayrı ayrı 4 kez)
Nitelikli dolandırıcılık suçundan, …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … ve …; …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …, …’ya yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … ve …; …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …, …’e yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …; …’e yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …; …’e yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …;…’e yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …; ..’ya yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve …, …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve … hakkında verilen beraat hükümleri ile nitelikli dolandırıcılık suçundan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, … ve …; … …’ya yönelik eylemler nedeniyle sanıklar …, …; …’e yönelik eylemler nedeniyle …, … hakkında verilen mahkumiyet hükümleri o yer Cumhuriyet savcısı tarafından, Katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … hakkında; katılan …’e yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle, sanıklar … ve … hakkında; katılan …’e yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, … ve … hakkında; katılan … …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında; katılan …’na yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, …, … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, … ve … hakkında; katılan …’ya yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle, sanıklar …, …, …, … ve … hakkında; katılan … Kurtuni’ye yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, … ve … hakkında; katılan …’a yönelik eylem nedeniyle sanıklar …, …, … ve … hakkında verilen beraat hükümleri katılanlar vekilleri tarafından; Sanık … hakkında katılan ……’a yönelik olarak nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile sanık … hakkında, katılan … …’a yönelik olarak nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü ve suç işlemek için örgüt kurmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan … … vekili tarafından; Sanıklar …, … … hakkında, katılanlar … ve …’na yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılanlar … ve … vekili tarafından; Sanıklar …, … …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, … …, … ve … hakkında, katılan …’ye; sanıklar …, … ve …, … ve … hakkında katılan …’ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılanlar … ve … vekili tarafından; Bütün sanıklar hakkındaki nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek için örgüt kurmak ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükümleri katılanlar … ve … vekili tarafından; Sanıklar … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … …vekili tarafından; Sanıklar …, … ve …, … ve … hakkında, katılan …’a; sanıklar …, … ve …, …, … ve … hakkında katılan …’na yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılanlar … ve … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve …, … ve … hakkında, katılan …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ile sanıklar … ve … hakkında katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve …, …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar … ve … hakkında, katılan …’ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ile sanıklar … ve … hakkında katılan …’ya yönelik nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek için örgüt kurma ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve … hakkında, katılan …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ile sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek için örgüt kurma ve suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olma suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …(…), …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından, Sanıklar … ve …’ın katılan … ve …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler ile nitelikli dolandırıcılık suçundan aynı katılanlara yönelik sanıklar …, … ve …’in beraatine ilişkin hükümler; sanıklar …, … ve …, … ve …’ın katılanlar … ve …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hükümler; sanıklar … ve …’ın katılan …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler ile nitelikli dolandırıcılık suçundan aynı katılanlara yönelik sanıklar …, …, …, … ve …’in beraatine ilişkin hükümler; katılanlar …, …, …,…ve … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve … hakkında, katılan …’ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Bütün sanıklar hakkında verilen mahkumiyet ve beraat hükümleri katılan … tarafından; Sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında, katılan …’ye yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, …, … ve … hakkında, katılan … …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … … vekili tarafından; Sanıklar …, … ve … hakkında, katılan ……’ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … … vekili tarafından; Sanıklar hakkında verilen tüm beraat ve mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan … …vekili tarafından; Sanıklar …, … ve … hakkında, katılan …’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri katılan … vekili tarafından; Sanıklar …, …, … ve … hakkında, katılanlar …, … ve …’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ile dosyadaki tüm sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri ve mahkumiyet hükümleri katılanlar …, … ve … vekili tarafından; Sanıklar …, …, …, …, … ve… …) hakkında katılan …’a karşı, sanıklar …, …, …, … ve … hakkında katılan …’a karşı eylemleri nedeniyle verilen beraat hükümlerine ve sanıklar hakkında kurulan tüm beraat ve mahkumiyet kararları katılanlar … ve … vekili tarafından, Sanıklar hakkında kurulan tüm beraat ve mahkumiyet hükümleri katılanlar … ve … vekili tarafından, Sanıklar hakkında kurulan tüm beraat ve mahkumiyet hükümleri katılanlar … ve… vekili tarafından; Sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında; katılan …’e karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan katılan … vekili tarafından, Sanıklar hakkında kurulan tüm beraat ve mahkumiyet hükümleri katılan … vekili tarafından, Sanık … hakkında, suç işlemek için örgüt kurmak suçundan bir kez, nitelikli dolandırıcılık suçundan da 170 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 50 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan bir kez, nitelikli dolandırıcılık suçundan da 43 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … tarafından, Nitelikli dolandırıcılık suçundan, sanık … hakkında…, …, …, …, …, … ve …’na karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri ile suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı sanık … müdafii tarafından; Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan bir kez, nitelikli dolandırıcılık suçundan bir kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan, bir kez ve nitelikli dolandırıcılık suçundan 22 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan bir kez ve nitelikli dolandırıcılık suçundan 6 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 1 kez verilen mahkumiyet hükmü sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 5 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan bir kez ve nitelikli dolandırıcılık suçundan 7 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 11 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan bir kez ve nitelikli dolandırıcılık suçundan 23 kez verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii tarafından, Sanık … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile nitelikli dolandırıcılık suçundan 1 kez verilen mahkumiyet hükmü sanık … tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli kararda ve hüküm içeriğinde; katılan “…” yerine her ne kadar “…” ismi yazılmış ise de söz konusu yanlışlığın mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında katılan …’ye karşı, sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında katılan …’e yönelik, sanıklar …, …, …, … ve … hakkında müşteki…(…) …’a ve müştekiler …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’a yönelik eylemler ile katılanlar …, … ve …’a karşı gerçekleşen eylemler nedeniyle sanıklar …, … ve … hakkında kamu davaları açılmasına rağmen, sanıklar hakkında belirtilen eylemlerle ilgili olarak bir hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür. Sanık … ve … müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, hükmedilen cezaların on yıldan aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede; Sanık …’nun liderliğini yaptığı, diğer şirket çalışanlarının da üyesi olduğu suç örgütünün kurduğu şirketlerde, …’nun yüzde 99, …’ın ise yüzde 1 hisse ile ortak oldukları, … ili genelinde şubeler halinde faaliyette bulunan … Yapı Malzemeleri Su Ürünleri Üretim İnşaat Turizm Limited Şirketi ve …Emlak isimli işyerlerinde, maket üzerinden vatandaşlara daire satışı yapmak için çeşitli internet sitelerine satılık emlak ilanları verildiği, sanıkların, vermiş oldukları ilanlarda özellikleri belirtilen dairelere normal piyasa fiyatının altında bir fiyat yazarak daireleri cazip gösterdikleri, sanık …’nun şirketin yöneticisi, sanık …’un, şirketin tam yetkili genel müdürü ve satış sorumlusu, sanık …’in, şube müdürü ve satış müdürü, sanık …,…, … ve …’in satış temsilcisi, sanık …’in organizatör, satış temsilcisi ve muhasebeci, sanık …’in genel koordinatör, sanık …’ın banka ve tapu işlemleri takip sorumlusu, sanık …’un muhasebe çalışanı ve tahsilat sorumlusu, sanık …’ün, müşterileri karşılama sorumlusu, sanık …’nun, şirketi temsile yetkili, sanık …’ın, muhasebe müdür yardımcısı, sanık … …’ın, gayrimenkul danışmanı ve satış temsilcisi, sanıklar …, …, …, …, … ve …’in satış temsilcisi ile sanık …’in şirkette sekreter olduğu, diğer sanıkların da satış ve tahsilatla ilgili görevlerinin bulunduğu, örgüt lideri olan …’nun sahibi olduğu … Yapı Malzemeleri Su Ürünleri Üretim İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin reklamını yapmak için çeşitli organizasyonlara sponsorluk yaparak şirketinin bir marka olduğu izlenimi uyandırdığı, ticari taksiler üzerine ve tramvaylar üzerine … Emlak yazılı giydirmeler yaptırdığı, yine kendi adına ve… Şirketi adına bulunan lüks araçların üzerine sahibi bulunduğu şirketin logosunu yazdırdığı, emlak alımı için şirket çalışanlarını arayan şikayetçileri lüks araçları ile ikametlerinden alarak daha önceki tarihlerde yapılan başka binaları gösterdikleri, örgütün sosyal medyada tanıtımını yapmak veya örgüte ait iş yerlerine gelen müşterileri etkilemek amacıyla, bazı devlet büyüklerinin resimlerini tüm şube ofislerinde vatandaşların görebileceği yerlerde sergileyerek sözde devlet büyükleriyle ilişkisinin olduğunu göstererek güven kazanmayı amaçladığı, sahibi olduğu şirkette çalışan personel için düzenlenen düğün, nişan gibi organizasyonlarda kendi talimatı ile sözde il valisi, belediye başkanları gibi yöneticiler adına çelenk veya çiçek yaptırtarak törenin yapılacağı yere göndertip bu tür kurumlarla ilişkilerinin iyi olduğu görüntüsünü pekiştirmeye çalıştığı, bu şekilde büyük ve güvenilir bir şirket izlenimi sergileyen sanıkların inşaatı ve imar izni olmayan boş arazilerde lüks daireler yapılacağını beyanla maket üzerinden daire satışı yaptıkları, düzenlenen protokollerde sözde yapılacak dairelerin inşaat ruhsatı alındıktan sonra sekiz veya dokuz aylık süreçte teslim edileceği, yapılacak dairenin bu süreçte teslim edilmediği takdirde daire sahibine aylık kira ve gecikme bedelinin ödeneceği şeklinde maddelerin de bulunduğu, alım satımı için sözleşmesi düzenlenen dairenin metrekare, oda sayısı gibi özelliklerinin belirtilmediği, inşaatına başlanmayan dairelerin yapımı için sözleşmede inşaata ne zaman başlanacağı yönünde herhangi bir tarihin de belirtilmediği, sözleşmelerde inşaatın yapımı için ruhsatının alınmasından sonraki sekiz aylık süreçte anahtar tesliminin yapılacağının belirtildiği, ancak bu konu ile ilgili net bir ibare bulunmadığından şikayetçilerin bu tarihi sözleşme tarihi olarak algıladığı, şikayetçilerin protokolleri imzaladığı tarihten itibaren bu sürecin başladığını düşündükleri ancak inşaatın başlanılacağı arsalarda herhangi bir inşaat çalışmasının olmadığı, bunun sebebini soran şikayetçilere, genelde inşaatın yapılacağı yer belediyesi ile problemlerinin çıktığı veya hisse birleştirmesi olduğu söyleyerek katılanları oyaladıkları, sanıkların yapılan sözleşmeyi fesh etmek isteyen şikayetçilere, peşinat olarak ödemiş oldukları paraları hemen iade etmeyerek sekiz aylık veya bir yıllık süreçleri alacak şekilde senet veya çek verilmesi tekliflerini sundukları, parasını hemen almak isteyen şikayetçilerin bir kısmına ise paralarını hemen vermeyerek çek veya senet verildiği, bu çek ve senetlerin karşılıksız çıktığı ve birçok vatandaşın örgütün faaliyetleri çerçevesinde bu şekilde mağdur edildiği, bir çok şikayetçiye aynı ada, parsel numarasında yapılacağı vaat edilen daireleri sattıkları, bazı dairelerin düzenlenen sözleşmeler ile mükerrer satışlarının yapıldığı, alacağını almak isteyen şikayetçileri ikna etmek için örgüt mensuplarının öncelikli olarak kendilerini yapmış oldukları işte çok iyi ve başarılı olduklarını göstermeye çalışarak sürekli olarak güven telkin etme çabasında oldukları, sorunlu olarak değerlendirdikleri müşterilerin şikayette bulunma ihtimallerine karşılık olayın duyulmaması için mağduriyetlerini hemen gidermeye çalıştıkları, arsa üzerine bina yapacağını vaadederek daire satışı yaptıkları, daire paralarının tamamını veya bir kısmını aldıktan sonra türlü bahaneler üreterek inşaata başlamadıkları, inşaat çalışmasına başlanılmayan arsalardan daire satın alanların ödedikleri paranın iadesini istediklerinde suç örgütünün şahısları başka arsa üzerine yapacaklarını vaat ettikleri, dairelerle değiştirmek suretiyle yeni sözleşme tanzim ederek daire teslim tarihlerini öteledikleri veya para iadesinde ısrar eden vatandaşlara uzun vadeli çek veya senet tanzim ederek vatandaşları dolandırıcılık kastı ile türlü bahanelerle oyalayarak haksız kazanç elde ettikleri, aynı yeri birden fazla kişiye sattıkları, kendilerine ait olmayan yerlerin satışını yaptıkları, sanıkların örgüt hiyerarşisi içerisinde hareket ederek satılan dairelerden bir kısmının inşaatına operasyon tarihine kadar başlamadıkları, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılan arsa sahiplerine sözleşme uyarınca bırakılan ve şirket yetkililerinin satış yetkisi olmayan daireleri sattıkları ve şirket kayıtlarına yansıtılmadan satış işlemleri yapmak suretiyle menfaat temin ettikleri, bu şekilde sanıkların suç işlemek için örgüt kurmak, suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, 1-Katılan … vekilinin, sanıklar … ve … hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde; Katılan … vekili, sanık … … ve … hakkında temyiz delikçesi vermiş ise de, sanıklar hakkında açılan kamu davası hakkında ayırma kararı verilerek sanıklar hakkında bu aşamada herhangi bir hüküm kurulmadığı dikkate alınarak, ortada temyize konu bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, adı geçen sanıklar hakkındaki temyiz incelemesi ilgili olarak dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2-Sanık … hakkında; …, …, …, …, …, … ve …’na karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik sanık müdafiinin temyiz incelemesinde; sanığın, nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerini temyiz etmesinde sanık müdafiinin hukuki bir yararı olmadığı gibi, hükümlerin gerekçesine yönelik bir temyizin de bulunmadığı; Sanık … hakkında suç işlemek için örgüt kurmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan … … vekilinin, katılanlar … ve … vekilinin; sanıklar … ve … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan … ve … vekilinin, tüm sanıklar hakkında suç işlemek için örgüt kurmak ve suç işlemek için kurulan örgüte üye olmak suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik katılanlar …,… ve … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; suç işlemek için örgüt kurmak suçunun, kamu idaresine karşı işlenen bir suç olması ve bu nedenle katılanların bu suçtan doğrudan doğruya zarar görmemeleri karşısında, katılanların sanıklara atılı suçtan kamu davalarına katılma haklarının bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararlarının hükümleri temyiz etme yetkisi vermeyeceği; Kendilerine yönelik olanlar dışında bütün sanıklar hakkındaki mahkumiyet ve beraat hükümleri katılanlar … ve … vekili; katılanlar …,… ve … vekili; katılan …; katılanlar … ve … vekili; katılanlar … ve … vekili; katılan … vekili; katılan … …vekili ve sanıklar …, …, …, …(…), …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, katılanlar ve vekillerinin, diğer katılanlara yönelik olarak işlenen suçlar nedeniyle verilen mahkumiyet veya beraat hükümlerini ile güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair kararları temyizde hukuki bir yararları olmadığı gibi temyize hak ve yetkilerinin olmadığı; Sanık …, …, …, …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelemesinde; 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı sanıklar müdafiilerinin yaptığı itirazı üzerine, ilgili Ağır Ceza Mahkemesinin yaptığı inceleme sonucunda verilen ret kararı ile verilen hükmün kesinleştiği anlaşılmakla, Katılan ve vekilleri ile sanıklar müdafiilerinin vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince REDDİNE, 3-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde; Beraat hükümleri yönünden; sanıkların katılanlarla hukuki bir sözleşme yaptıkları, bu sözleşmelerden bir kısmının sürelerinin henüz dolmadığı, bu katılanlara yapılan mükerrer bir satış bulunmadığı, bir kısım katılanların yapılan operasyondan kısa bir süre önce sözleşme yaptıkları, bazı sanıkların, yapılan bazı satış işlemlerine iştirak etmedikleri, bu nedenle bu katılanlara yönelik, eylemin hukuki ihtilaf kapsamında kalması nedeniyle, sanıklar üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı; mahkumiyet hükümleri açısından ise; sanıkların maket ve projeler üzerinden katılanlara dair satışları yaptıkları, bir daireyi birden fazla kişiye sattıkları, satış yetkisi olmayan arsa sahiplerine ait yerlerin satıldığı, sanıkların, başlanılan projeleri bitirmedikleri, bazı projelerde ruhsat ve imar izinlerinin alınmadığı, katılanları sürekli olarak oyaladıkları, mahkum edilen sanıkların tamamının mükerrer satış yapıldığından haberlerinin olduğu, yapılan her satış işleminden sanıkların pay almak suretiyle menfaat temin ettikleri, hileli hareketlerle haksız menfaat temin edildiğinin bütün sanıklar tarafından bilindiği ve buna göre hareket edildiği, bu kapsamda, eylem ve fikir birliği içinde hareket eden sanıkların her bir katılana karşı ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri sanık ve katılan beyanları, sözleşmeler, tanık beyanları, MASAK raporu, teknik inceleme kayıtları, tapu ve imar kayıtları, banka kayıtları ile muhasebe ve bilgisayar kayıtları ile dosya kapsamından anlaşılmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Her ne kadar, tebliğnamede, söz konusu eylemlerin; şirketin büyümesi nedeniyle muhasebe kayıtlarının düzgün tutulmaması, satış listelerinin kontrollerinin sağlıklı yapılmaması, satış elemanlarının liste harici satış yapmalarından kaynaklandığı, dolandırıcılık suçunun kanuni unsurları itibariyle oluşmadığı, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların sözleşme hukukundan kaynaklanan hukuki nitelikte ihtilaf olduğu gerekçesiyle bozma talebinde bulunulmuş ise de, oluş ve dosya kapsamına göre, sanıkların hileli hareketler sergileyerek dolandırıcılık kastıyla hareket etmek suretiyle haksız menfaat temin ettikleri sabit olmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıklar ve müdafiilerinin suçların yasal unsurlarının oluşmadığı, lehe hükümlerin uygulanmadığı ve eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin, katılanlar ve vekillerinin ise suçların sabit olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 3-Sanık … hakkında, suç işlemek için örgüt kurmak suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile sanıklar …, …, …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar ve müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelemesinde; TCK’nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde; örgüt mensubu suçlu; suç işlemek için örgüt kuran, yöneten, bu örgüte katılan veya örgüt adına suç işleyen kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 220. maddesinde ise, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı suç düzenlenmiştir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla korunan hukuki yarar kamu güvenliği ve barışıdır. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve araç niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede büyük bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmıştır. Böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasa’da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır. Bu amaçla henüz suç işlenmese dahi, sadece suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmuş olmaları nedeniyle örgüt mensubu faillerin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Bunun asıl nedeni suç işlemek için örgüt kurmanın, kamu barışı yönünden ciddi bir tehlike oluşturmasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile öncelikle gelecekte işlenebilecek suçları engellemek istemiştir. Bu suçun mağduru ise; öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumu oluşturan bireylerdir. TCK’nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından söz edebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir. Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. TCK’nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için; a-Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir. b-Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır. c-Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır. d-Örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir. e-Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütü bir veya birkaç amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1.maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır. Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır. Faaliyeti ile örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir. Suç örgütü ile iştirak halinde suç işleme durumları zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. Oysa kişilerin bir suç işlemek için bir araya gelmelerinde iştirak iradesinden bahsedilir. İştirak ilişkisinde suç ortakları nazarında suçun, konu veya mağduru bakımından somutlaşması gerekir. Suç örgütünde ise işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağduru itibariyle somutlaştırılması zorunlu değildir. Suç örgütü kurmak, yönetmek ile örgüte üye olmak veya alt grup suçlar yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve suçların en azından hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve delillerin mevcut olması yeterlidir. Suç örgütü kavramının klişe, basmakalıp ve soyut cümlelerle belirlenip her eylemde uygulanması da isabetli olmaz. Her somut eylemin özelliklerinin birbirinden farklı olduğu ve ayrı değerlendirilmesinin gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır. Zaman zaman iştirak halinde birliktelikleri suç örgütü sayılmaya çalışıldığında ve suç örgütü olup olmadığına bakılmaksızın cezasorumluluk alanı genişletildiği de izlenmektedir. Bu nedenle bir suç işlemek için iştirak ile suç örgütü arasındaki ayrım ise; suç örgütü ve/veya örgütlerin yapısı ve yapılanması netleştirilip, bu suç örgütü ve/veya örgütleri ile ilgili faillerin suçları örgüt ile ilgisi olmayan faillerin ve eylemlerin ayrımı ile olacaktır. Bu husus etkin soruşturma ve/veya kovuşturma yapılarak saptanabilir. Telafisi olanaksız hatalara düşülmemesi, insan hak ve hürriyetlerinin ihlalini önlemek için bu hususun bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır. Örgüt yöneticisi bizzat, azmettiren olarak katılmadığında örgüt mensuplarının örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan örgüt yöneticileri ve örgüt mensupları üzerinde kurduğu hakimiyet, kontrol, talimat, hiyerarşi ve emir komutanın bir sonucu olarak uygulanır. Bu hükümle farazi bir azmettirme düşünülmüştür. TCK’nın 220/5. maddesinin gerekçesi bu sorumluluğu açıklamaktadır. Elbette bu durumda örgüt yöneticisinin somut olayda örgüt üyesi ve işlenecek amaç suç üzerinde hakimiyet, kontrol, bilgi ve yönlendirme güç ve yetkisinin olması halinde uygulama alanı bulacaktır. Bu alanı daraltma değildir. En azından müdahale edip suçun işlenmesinin önüne geçebilecek bilgi ve etkisinin olmasının veya yönlendirebilme konusuna yeterli hakimiyeti bulunması ya da örgütün üzerinde genel bir etki gücünün ya da bölgesel de olsa (onay makamı) konumunun olması aranmalıdır. Bu da kanunun gerekçesinde açıkça vurgulanmıştır. (Suç örgütü) hiyerarşisi, devamlılığı, disiplini olan ve devlet içinde devlet olmayı hedefleyen, toplumu etkileyen düzeni geniş çapta bozan, suç işleyen, kendine göre kurumsallaşmış karmaşık bir yapılanma ağını kapsar. Çete kavramı ise; nispeten küçük, gevşek hiyerarşik yapılanma ve disiplini olan bir veya birkaç suç işlemeye niyetlenen ancak bu konuda profesyonel taktik ve yöntemler izlemeyen, aracılık yapan daha ziyade sokak yapılanması niteliği taşıyan devlet içinde devlet olmaya hareket etmeyen mahalli suçlar işleyen yapılanmalar için kullanılabilir. Çete bağımsız bir suç tipi değildir. Örgüt suçlarında bir unsur fikir alış verişinde bulunup paylaştıkları, plan ve program yapıp eylem hazırlığı yaptıkları zeminin de bu özelliği ile yerleri olmalıdır. Sonuç olarak; 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi; örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması gerekir. Bu hukuksal olgular ışığında somut olay irdelendiğinde, örgüt oluşturmak için sanıkların sayısı yeterli ise de, sanıklar arasındaki ilişkinin ticari faaliyet kapsamında olması, sanıklar arasında emir ve komuta zincirinin bulunmaması ile hiyerarşik bir ilişkinin tespit edilememesi, sanıkların, örgüt mensupları üzerinde hakimiyet teşkil eden, örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğunu sağlayan organik ve hiyerarşik bir ilişki içerisinde, suç işlemek amacıyla devamlılık arzeder şekilde fiilen bir araya gelerek amaçlanan suçları tam bir işbirliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde işlediklerini gösterir delillerin bulunmaması nedeniyle ve sanıkların suç işlemek için örgüt kurdukları ve üye olduklarına ilişkin cezalandırılmalarını gerektirir mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, unsurları itibariyle oluşmayan suçlar nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a,e maddeleri gereğince sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık … ve diğer sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 12/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37911 E. , 2018/358 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (… açısından değişen vasfıyla suç eşyasının kabul edilmesi ), Resmi belgede sahtecilik (… için) HÜKÜM : Sanık … hakkında ; resmi belgede sahtecilik suçundan ; Beraat, Sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan; 5237 sayılı TCK’nın 155/2, 62, 52 maddeleri gereğince mahkumiyet Sanıklar …, …, …, …, … hakkında ayrı ayrı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından beraat Sanık … hakkında suç eşyasının kabul edilmesi suçundan 5237 sayılı TCK’nın 165, 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Sanık …’ın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ve resmi belgede sahtecilik suçundan beraatine, sanıklar …’ın, …’in, …’in, …’in, …’in hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından, sanık …’ın ise suç eşysının kabul edilmesi suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ve sanığın kendisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık …’ın temyiz talebi açısından; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.06.2012 gün ve 616-218 sayılı kararında da açıklandığı üzere; kendisine zorunlu müdafi atandığının sanığa bildirilmediği ve bu konudaki görüşünün dosya kapsamından anlaşılamadığı durumlarda, adil yargılanma hakkının gereği olarak hükmün müdafi yanında sanığa da tebliğ edilmesinin gerektiği, gerekçeli kararda sanık … müdafii olarak adı geçen avukat …’ a gerekçeli karar 06.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş görünüyorsa da, dosya içeriğinde baro görevlendirme yazısı veya vekaletname bulunmadığı gibi baro görevlendirmesi bulunsa dahi sanığın durumdan haberdar olmadığı ve sanığa gerekçeli kararın tebliğ edilmeyip, sanığın 01.04.2013 tarihinde e-devlet üzerinden kararı öğrendiğini beyan ederek aynı tarihte temyiz dilekçesi sunduğu görülmekle, öğrenme ile temyiz başvurusunu süresinde kabul edilerek yapılan incelemede; Sanıklardan …’ın …’ün kimlik bilgilerini taşıyan sahte kimliği kullanarak nakliye komisyoncusu sanıklar …. ve …’in şirketine taşıma işi için başvurduğu ve katılan şirketin mallarını taşıma işini üstlendiği halde teslim yerine götürmeyerek bu malları diğer sanıklar …, …, …, … ile birlikte piyasada satmaya çalıştığı, sanıkların iştirak halinde atılı suçları işllediği iddia ve kabul edilen olayda ; 1)Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne ve sanık … hakkında suç eşyasının kabul edilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz taleplerinin incelenmesinde, 5237 sayılı TCK’nın 204/1,165/1 ve 66/1-e maddelerine göre, resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının kabul edilmesi suçlarında; olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 12 yıl olduğu dikkate alındığında 14/09/2005 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 165/1 ve 66/1-e maddesinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 2)Sanıklar …, …, …, …, … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan beraat hükümlerine dair temyiz taleplerinin incelenmesinde ; Sanıkların savunmaları, katılan beyanı, oluş ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların atılı suça bilerek iştirak ettiklerine dair her türlü şüphe den uzak somut ve kesin delil bulunmadığından ”kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi gereğince mahkemenin beraate ilişkin hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sanıklar hakkındaki suçun sübut bulduğuna dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 3)Sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyete dair temyiz taleplerinin incelenmesinde ; Halen geçerliliğini sürdüren 10/06/1942 gün 26-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09.05.2017 gün ve 2014/469 Esas 2017/260 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, merci tayini kararları kesin olup, tekrar değerlendirme konusu yapılamayacağı, somut olaya ilişkin yapılan yargılama sırasında da, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi ile Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığı sonucunda, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 29/06/2011 tarih ve 2011/7802-5047 esas ve karar sayılı ilamıyla Çorlu 1. Asliye CezaMahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği belirlendiğinden, bu kapsamda yapılan incelemede; Sanığın komisyoncu nakliye şirketine sahte kimlik kullanıp başvurarak onlar aracılığı ile katılan şirketin mallarını teslim almak suretiyle nüfus idaresinin mal varlığı olan nüfus cüzdanını kullanarak eylemini gerçekleştirdiği sabit olduğundan eyleminin TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle TCK’nın 155/2. maddesindeki hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine hükmedilmesi , Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37890 E. , 2018/1603 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Sanıklar hakkında TCK’nun 155/2, 62/1,52/2-4, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıklar hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümleri sanık … müdafii, sanık … müdafii, sanık …, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü, Sanıklardan …’ın Almanya’da şikayetçiler … ve … ile tanıştığı, şikayetçilerin sanığa duyduğu güven sonucunda …. Noterliğinde düzenlenen 20/06/2005 gün ve … yevmiye numaralı vekaletname ile … başkonsolosluğunda düzenlenen 06/07/2005 tarihli vekaletnameyi verdikleri, sanığın şikayetçilerin Türkiye’deki işlerini takip amacı ile aldığı bu vekaletnameleri kullanarak diğer sanıklar … ve … ile anlaşarak şikayetçileri borçlandıracak nitelikte 29/08/2005 vadede 350,000 TL bedelli senet tanzim ederek ciro ettikleri ve sanık …’ın şikayetçiler aleyhine… İcra Müdürlüğünün 2005/1864 dosyasında senedi takibe koyduğunun iddia edildiği olayda;sanık savunmaları, katılan beyanları ve dosya kapsamından sanıkların atılı suçu işlediği anlaşılmakla; mahkumiyetlerine yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık … müdafii, sanık … müdafii,sanık …’ın eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve lehe değerlendirme yapılmadığına, katılanlar vekilinin eksik ceza tayin edildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37887 E. , 2018/1625 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 52-2-4, 50/1-a, 53. maddeleri gereği mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü. Sanığın, 07.02.2017 tarihli Tufanbeyli Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki savunması sırasında adresini … İç Kapı numarası …olarak belirtmesine rağmen gerekçeli kararın…İç Kapı numarası … adresine tebliğe çıkartıldığı, böyle bir adresin bulunmadığı gerekçesi ile tebligat zarfının iade edilmesine rağmen, bu kez de sanığın Mernis adresine TK 21’e göre tebligatın yapılması karşısında, usulsüz olan tebliğ nedeni ile temyizin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilip, tebliğnamedeki ret isteyen görüşe iştirak edilmeksizin yapılan incelemede; Sanığın, tanık…’in …’da faaliyet gösteren nakliye firmasına müracaat ettiği, …’da kaporta ustası olarak çalışan katılan …’ın adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile yine sahte olduğu tespit edilen ruhsat belgesini ibraz ederek, tanık…’in yönlendirmesi ile katılan … Un Gıda San.Tic. A.Ş isimli firmadan 400 çuval unu … plaka sayılı kamyona yükledikten sonra teslim yerine götürmeyip mal edindiğinin iddia edildiği olayda, katılan ve tanık beyanları ile teşhis tutanağı içeriğine göre nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK’nın 50/1-a maddesi uyarınca hapis cezası adli para cezasına çevrilen sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanunun 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasından TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37817 E. , 2018/1633 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Müşteki vekiline, usulüne uygun olarak duruşma günleri tebliğ edilmesine rağmen duruşmalara gelmediği, katılma yönünde herhangi bir beyanı yahut talebinin de bulunmadığı, bu kapsamda katılan sıfatı almayıp hükmü temyiz hakkı bulunmayan müşteki vekilinin temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37785 E. , 2018/2633 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanık … hakkında; beraat Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 50, 52, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanık …’nın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık…tarafından, sanık …….’ın beraatine ilişkin hüküm sanık … …. müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların internet aracılığı ile …. Elektronik isimli firma ismini kullanarak satılık cep telefonu ilanı verdikleri, katılanın ilanda belirtilen telefon numarasından irtibata geçerek, talep edildiği üzere sanık …’ın banka hesabına 600 TL para yatırılmasına rağmen, cep telefonunun gönderilmediği, bu şekilde sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; eylemlerin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu; Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 16/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37776 E. , 2018/1802 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat
Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın yurtdışında bulunduğu için sanığa …’de bulunan gayrimenkuller ile ilgili olarak kiraya vermesi, gelirlerini alması ve diğer işleri yürütmesi için vekaletname verdiği, ayrıca kendisine ait dükkanın kira parasının arttırılması için Avukat …’ü vekil olarak tuttuğu, sanığın katılana bilgi vermeden Avukat …’ü aldığı vekaletnameye istinaden vekillikten azlettiği ve tahsil ettiği paraları katılana vermediği iddiası ile ilgili sanık ile katılan arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verildiği ancak katılan vekilinin itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemesi tarafından itirazın kabulü ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği, sanığın bu şekilde haksız menfaat sağlayarak dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, sanığın mahkumiyetine yeterli derecede, atılı suçu işlediğinin her türlü şüpheden uzak, somut, inandırıcı ve kesin delillere dayanmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç yönünden gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASINA, 19/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37757 E. , 2018/1749 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanık hakkında; TCK’nın 157/1, 62/1, 52/2-4, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın … adına kayıtlı aracın satışı için….com internet sitesine ilan vererek, şikayetçinin ilanda belirtilen telefonu aradığında araç satışı hususunda anlaşıp sanığın bildirdiği banka hesabına 250 TL kapora gönderdiği, bu şekilde kendisine ait olmayan aracı kendisininmiş gibi göstererek müştekiye satma vaadiyle kapora alarak menfaat temin ettiği iddia ve kabul olunması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son madde hükmü uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının gözetilmesine, 14.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37734 E. , 2018/1348 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, hırsızlık HÜKÜM : 765 sayılı TCK’nun 504/3, 522/1, 523/1 ve 491/3, 522/1, 523/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın eylemine uyan ve zamanaşımı hükümleri bakımından lehe olan 765 sayılı TCK’nın 504/3 ve 491/3 maddelerindeki nitelikli dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarının gerektirdiği cezalar için zamanaşımını düzenleyen aynı yasanın 102/4, 104/2 maddeleri uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 02/01/2009 tarihinde durup denetim süresi içerisinde ikinci suçun işlendiği 22/09/2009 tarihinde yeniden işlemeye başlayan 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihi olan 24/07/2004 günü ile karar tarihi olan 16/06/2017 tarihleri arasında gerçekleşmiş olması nedeniyle sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321 maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37718 E. , 2018/1488 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında verilen cezanın aynen infazına ilişkin ek kararlar sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü. Sanıkların üzerlerine atılı suç hakkında Osmancık Asliye Ceza Mahkemesince verilen Ek kararın CMK’nın 223/1’de sayılan ve temyizi kabil olmayan kararardan olması nedeniyle mevcut istem karşısında dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden İNCELENMEKSİZİN İADESİNE, 01/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
————————————————————————-
- Ceza Dairesi 2017/37709 E. , 2018/610 K. “İçtihat Metni” MAHKEMESİ : Ceza Dairesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK’nın 158/1-i, 43, 52 ve 53. maddeleri uyarınca verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine yönelik yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesince verilen hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü. 5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinde ”Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır” denilmesi ile aynı kanunun 294. maddesinde yer alan ”Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir” hükmü ve aynı kanunun 301. maddesinde belirtilen ”Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar” şeklinde düzenlemeler gözetilerek; sanığın üzerine atılı suçun sübut bulmadığına, eksik incelemeyle karar verildiğine ve gösterdiği hiçbir delile ilişkin araştırmaya gidilmediğine, tanıklarının da dinlenilmediğine, ayrıca lehine olan hükümler ile etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmadığına ilişkin temyiz taleplerinin bulunduğu belirlenerek ve hükmedilen ceza miktarı itibariyle sanığın duruşmalı inceleme talebinin 5271 sayılı CMK’nın 299. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede; Şikayetçilerden …’in işlemiş olduğu bir suçtan aldığı cezanın Yargıtay’ca onanarak kesinleşmesi ile birlikte infazına başlanılması üzerine, 19.01.2014 günü hükümlü …’in eşi şikayetçi … ile babası olan …’in tanıdıklarının tavsiyesiyle Silifke’de avukatlık yapan sanık …’ın bürosuna giderek …’in tahliye edilip edilemeyeceğini sordukları, sanığın da, şikayetçi … ve …’ye samimi olduğu hâkim ve savcı arkadaşlarının bulunduğunu, belirli miktar teminat yatırdıkları takdirde …’in serbest bırakılıp yeniden yargılanmasını sağlayabileceğini söylediği, hatta şikayetçilerin yanında telefonla bir kişiyi arayıp, telefonun hoparlör kısmını da açarak bu konuşmayı şikayetçilere de dinletmek suretiyle konuyu halledip halledemeyeceğini sorduğu, karşıdaki kişinin de halledebileceğini belirttiği, bunun üzerine şikayetçi …’nin, sanık avukata vekaletname verdiği, şikayetçi …’in de aynı gün sanığın talep ettiği teminat kabilinden 27.000,00 TL’yi vermiş olduğu banka hesabına yatırdığı, daha sonraki günlerde de teminatın sonuç ceza üzerinden belirlendiğini ve yurt dışı çıkış yasağı konulduğunu bunun kaldırılması için ayrıca teminat yatırılması gerektiği şeklindeki yalanlarla 22.01.2014 tarihinde 15.000,00 TL, 29.01.2014 günü 60.000,00 TL, 04.02.2014 tarihinde 50.000,00 ve 10.000,00 TL’nin kendi hesabına yatırılmasını sağladığı, ayrıca teminat için bu paraların yetmediğini eksik kalan kısmını kendi cebinden karşıladığını söyleyerek haricen peyderpey 5.000,00, 5.000,00 ve 20.000,00 TL daha aldığı, yatırılan paralardan 162.000,00 TL’sinin sanığın hesabına yatırıldığına dair banka dekontlarının temin edildiği; bu çerçevede sanığın, şikayetçi …’in yeniden yargılanması ve infazının durdurulmasına ilişkin Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesine dilekçeler sunduğu, mahkemece talebin reddedildiği ve Silifke Ağır Ceza Mahkemesince yapılan inceleme sonunda da, 1. Asliye CezaMahkemesi kararının yerinde görüldüğü, sanığın başkaca bir hukuki işlem yapmadığının iddia edildiği olayda; nitelikli dolandırıcılık suçundan ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu mahkumiyet hükmüne yönelik bölge adliye mahkemesince verilen istinaf isteminin esastan reddine dair kararı hukuka uygun bulunduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesi hükmüne yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA, 05.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
etiketler: Adliye, Ağır Ceza, Asliye Ceza, Avukat, Avukatlar, Avukatları, baro, dava, Emsal, İçtihat, İçtihatlar, ifa, ikrar, irtifak, İş Mahkemesi, Kararlar, Konya, Konyada, Mahkeme, Muaccel, mülga, müşteki, Rücu, Temlik, temyiz, Tensip, yargı, Yargıtay, Yargıtay İçtihatları, izmir
Faaliyet Alanlarımız: